.: Günün Ayeti :. .: Günün Hadis-i Şerf-i :. .: Günün Sözü :.
     
Şu An Yayında: Yükleniyor...
Winamp, iTunes Windows Media Player Real Player QuickTime Stream Proxy
Dost Yurdu Radyo,İslami Radyo,dini radyo,ilahiler,ezgiler,sohbetler,canlı radyo, dini radyo, dursun ali erzincanlı, abdurrahman önül,eşref ziya,en güzel ilahiler, ezgiler, ilahi dinle, islam, islam radyoları, islami radyo, marşlar, online ilahi dinle, radyo, radyo islam, şiirler, ,canlı radyo, dini radyo, dursun ali erzincanlı, en güzel ilahiler, ezgiler, ilahi dinle, islam, islam radyoları, islami radyo, marşlar, online ilahi dinle, radyo, radyo islam, şiirler, ümmetin sesi,,Dini Radyolar,Radyo Dinle, Canlı Radyo, İlahi Nefesler, İlahiler, İlahi,En güzel ilahilerin yer aldığı çalma listemizden müzikli ve müziksiz ilahi dinleyebilirsiniz,ilahi Radyo Canlı Dinle, güncel yayını ,bedava mobil ilahi Radyo, Kesintisiz Dinle ,online ilahiRadyo internetten dinleme ,müzik , sitene ekle, Türk radyolarının en çok dinlenen ilahileri bu listelerde,Farklı isimlerden ilahiler,Meydân-ı Aşk,Ateş-i Aşk,Aldanma Dünya Varına,Taştı Rahmet Deryası,Tasavvuf Müziği,Allah Diyelim Daim,İlahilerden Seçmeler,7/24 Dinle .

.: DUYURULAR :.


.: Flatcast Radyoları Kapatılmıştır Yeni Sistem Chat Sayfamıza Canlı Yayına Tıklayıp Girebilirsiniz:. Lütfen Canlı Yayın Resmine Tıklayınız

.: KURALLAR :.


.: Lütfen Okuduğumuz Yazılara
Yorum Yapalım Tavsiye Edelim
Dostlarımızın Arkadaşlarımızın
Okumalarını Sağlayalım:.


DOST YURDU RADYO      BURAYA TIKLAYIP YENİ BİR SAYFA AÇABİLİRSİNİZ
Sitemiz En Güzel Crome Tarayıcıda Görünmektedir
             
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
2013 yılında yayın hayatına giren sitemizde şu ilkeleri benimsedik:

1. Gâyemiz Allah rızası ve Yüce İslam dinine elimizden geldiğince hizmettir.
2. Hedef kitlemiz öncelikle çocuklar, tüm Müslüman kardeşlerimiz ve diğer insanlardır.
3. Dini oyunlar, ilahiler ve çeşitli etkinliklerle din derslerinin daha eğlenceli ve verimli geçmesi bir diğer hedefimizdir.
4. Sitemizdeki tüm içeriklere herkesin ücretsiz ve üyeliksiz ulaşması amaçlanmıştır.
5. Blogger üzerinden yayın yapan sitemiz asla reklama yer vermemeyi birinci yöntem olarak seçmiştir.
6. Kullandığımız tüm İslami bilgilerin sahih İslam kaynaklarına dayanmasına azami özen gösterilmektedir.
7. Sitede bulunan içeriklerde kullanıcılar tarafından sahih dini bilgilere ve insan haklarına aykırı görülen içerikler hemen silinecektir.
8. En büyük sermayemiz ve tek gelirimiz siz değerli dostların bir hayır duasıdır.
Hadis-i şerifte: "Kim ümmetime dini işlerine dair kırk hadis hıfzediverirse, Allah Teâlâ onu alimler zümresinde haşreder.... Ben de kıyamet gününde ona şahid ve şefaatçi olurum" buyurulmuştur. 1- Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. (Buhârî, İ lm, 12; Müslim, Cihâd, 6.) 2- İslâm, güzel ahlâktır. (Kenzü'l-Ummâl, 3/17, HadisNo: 5225) 3- İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez. (Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16) 4- Nerede olursan ol Allah'a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran. (Tirmizî, Birr, 55) 5- Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir. (Tirmizî, İlm, 14.) 6- Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz. (Mümin, iki defa aynı yanılgıya düşmez) (Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.) 7- Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur. (Taberânî, el-Mu'cemü'l-Evsat, 1/275; Beyhakî,.) 8- İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (Allah'tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır. (Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58). 9- Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. (Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.) 10- (Mümin) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme. (Tirmizî, Birr, 58.) 11- İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür. (Buhârî, Enbiyâ, 54; EbuDâvûd, Edeb, 6. ) 12- (Allah Rasûlü) “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk. O da; “Allah'a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi. (Müslim, İ mân, 95 ) 13- Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir. (Müslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248.) 14- İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz. (Tirmizî , Fedâilü'l-Cihâd, 12.) 15- Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur. (İbn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta', Akdıye, 31.) 16- Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü'min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz. (Buhârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71.) 17- Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter. (Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.) 18- İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız. (Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu'l-Kıyâme, 56.) 19- İşçiye ücretini, (alnının) teri kurumadan veriniz. (İbn Mâce, Ruhûn, 4 .) 20- Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin, yöneticilerinize itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz. (Tirmizî, Cum'a, 80.) 21- Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır. (Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103, 104.) 22- ( Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır. (Tirmizî, Birr, 36.) 23- Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar. (Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9; Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.) 24- Allah'ın rızası, anne ve babanın rızasındadır. Allah'ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir. (Tirmizî, Birr, 3.) 25- Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir: Mazlumun duası, misafirin duası ve babanın evladına duası. (İbn Mâce, Dua, 11.) 26- Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez. (Tirmizî, Birr, 33.) 27- Peygamberimiz işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: “ Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte böyle yanyanayız” buyurmuştur. (Buhârî, Talâk, 25, Edeb, 24; Müslim, Zühd, 42.) 28- Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir. (Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66) 29- Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır. (Tirmizî, Radâ', 11; ‹bn Mâce, Nikâh, 50. Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66.) 30- Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki; ben ( Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim. (Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140, 141) 31- Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah'ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz. (Buhârî, Edeb, 57, 58.) 32- (İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden kaçının. Onlar nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine: Allah'a şirk koşmak, sihir, Allah'ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu. (Buhârî, Vasâyâ, 23, Tıbb, 48; Müslim, Îmân, 144) 33- Allah'a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah'a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun. (Buhârî, Edeb, 31, 85; Müslim, Îmân, 74, 75) 34- Söz taşıyanlar (cezalarını çekmeden yada affedilmedikçe) cennete giremezler. (Müslim, Îmân, 168; Tirmizî, Birr, 79.) 35- Dul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden veya gündüzleri (nafile) oruç tutup, gecelerini (nafile) ibadetle geçiren kimse gibidir. (Buhârî, Nafakât, 1; Müslim, Zühd, 41; Tirmizî, Birr, 44; Nesâî, Zekât, 78) 36- Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir. (Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.) 37- İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir. (Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107.) 38- Mü'minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O'nun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur. (Müslim, Zühd, 64; Dârim”, Rikâk, 61.) 39- Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır. (Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10.) 40- Bizi aldatan bizden değildir. (Müslim, Îmân, 164.)

Erkek-kız isimleri Ortak Kullanilanlar

Erkek-kız isimleri

Erkek isminin sonuna Arapça dişilik eki getirilerek yapılan kız isimleri:

Abdi
: Kul olan, köle olan. Abdiye.
Âbid : Allahü teâlâya ibadet eden, kulluk yapan, zahid, köle. Âbide.
Âdil : Adaletli, adalet sahibi, doğru, doğruluk gösteren, hakperest. Âdile.
Akif : Bir şeyde sebat eden. Bir yerde devamlı oturan, devamlı ibadetle meşgul olan, dünya dertlerinden uzaklaşıp Allah’a yönelen. Âkife.
Âkil : Akıllı, uyanık, zeki. Reşid, olgun. Âkile.
Ali : Üstün yüce, yüksek, şerif ve aziz, şan, şeref sahibi meşhur. Aliye.
Âlim : Çok şey bilen. Âlime.
Âmil : Bir işle mükellef olan, yapan. Âmile.
Arif : İlim ve irfan ehli, âmir, kumandan. Arife.
Asım : Kendini her türlü kötülüklerden koruyan, temiz, namuslu. Asıme.
Atik : Serbest bırakılan. Soyu temiz, genç. Atike.
Atıf : Meyleden, bağlayan. Atıfa.
Avni : Yardım eden, kafadar. Avniye.
Ayni : Gözde. Ayniye.
Aziz : Muhterem, saygı değer. Azize.
Azmi : Kemikli, güçlü, kuvvetli. Azmiye.
Bahri : Deniz gibi gözü gönlü geniş. Bahriye.
Basri : Görmesi kuvvetli. Basriye.
Basit : Sade, düz, arızasız. engelsiz. Basite.
Bedri : Dolunay gibi güzel ve nurlu. Bedriye.
Behic : Şen, güler yüzlü, şirin. Behice.
Besim : Şen, güleç. Besime.
Câhid : Gayret eden, dini yaymak için cihad eden. Câhide.
Câvid : Sonsuz, ölümsüz. Câvide.
Celil : Büyük, aziz, mertebesi yüksek. Celile.
Cemil : Güzel, cemal sahibi. Cemile.
Cevher : Yaradılıştan kıymetli. Cevhere.
Cevri : İnciten, sitem eden. Cevriye.
Edib : Edepli, terbiyeli. Edibe.
Emin : Doğru, dürüst, güvenilir. Çok iyi bilen. Emine.
Enis : Cana yakın, sevimli dost, arkadaş. Enise.
Erib : Akıllı, zeki, olgun. Eribe.
Fâdıl : Faziletli, faik, üstün, parlak. Fadıle.
Fâhir : Şerefli, değerli, kıymetli, mükemmel. Fahire.
Fahri : Faziletli, şan ve şeref sahibi. Fahriye.
Fâik : Herkesten güzide, en seçkin ve en üstün. Faika.
Faiz : Kurtulan, ebedi saadete kavuşan. Faize.
Fakih : Din bilgilerini çok iyi bilen. Fakihe.
Farig : Vazgeçmiş, çekilmiş, rahat, asude, boş. Fariga.
Faris : Ferasetli anlayışlı, uyanık, usta. Farise.
Fazlı : Faziletli, erdemli, üstünlük sahibi. Fazilet.
Fazıl : Faziletli. Hünerli, olgun, ihsan sahibi. Fâzıla.
Fehim : Zekalı, anlayışlı, çabuk kavrayan. Fehime.
Fehmi : Zeki, akıllı, anlayış sahibi. Fehmiye.
Fenni : Fen ve tekniğe sahip. Fenniye.
Ferdi : Tek ve eşsiz, tek şey. Ferdiye.
Ferid : Tek, eşsiz, eşi ve benzeri olmayan. Feride.
Fethi : Fetih yapan, zafer kazanan. Fethiye.
Fevzi : Galip, üstün, selamette. Fevziye.
Feyzi : Feyizli, değerli, ilim ve irfan sahibi. Feyziye
Fikri : Düşünce sahibi. Fikriye.
Firuz : Mesut, ferah, uğurlu, muzaffer Firuze.
Galip : Üstün gelen, yenen. Galibe.
Habib : Sevgili, dost, sevilen. Habibe.
Hâdi : Hidayet eden, doğruyu gösteren. Hâdiye.
Hâfiz : Koruyan, esirgeyen. Hâfiza, hâfize
Hafs : Biriktirme, toplama. Hafsa
Hâkim : Hüküm veren, emreden. Hâkime
Hakim : Hikmet sahibi. Hakime
Halim : Yumuşak huylu, ince tavırlı. Halime
Halis : Hilesiz, katkısız, saf, temiz. Halise.
Hamdi : Allah’a hamd eden. Hamdiye
Hamid : Hamd edici, övülmeye değer. Hamide.
Hasib : Değerli, itibarlı, soylu. Hasibe.
Hayri : Hayırla ilgili. Hayır yapan. Hayriye
Hazin
: Hazine bekçisi, haznedar. Hazine.
Hükmi : Hüküm sahibi. Hükmiye
Hulki : İyi huy ve ahlak sahibi. Hulkiye
Hüsnü : Cemal ve kemal sahibi güzel. Hüsniye
Hıfzı : Saklayan, koruyan. Hıfzıyye
Kadri : İtibarlı, şerefli, kıymetli. Kadriye
Kaim : Duran, ayakta duran, mevcut. Kaime.
Kâmil : Noksansız, tam. Kâmile.
Kebir : Pek büyük. Kebire.
Kerim : Keremi bol, ihsan sahibi. Kerime.
Kâşif : Keşfeden, bulan. Kâşife.
Kibar : Terbiyeli, görgülü, nazik. Kibariye.
Kudsi : Kutsal, mukaddes. Kudsiyye.
Lami : Parlayan, parlak. Lamia.
Latif : Hoş, nazik, mülayim, şirin. Latife.
Lebip : Akıllı, zeki, anlayışlı. Lebibe
Lemi : Parlak, parıldayan. Lemiye
Leziz : Lezzetli, tatlı. Lezize
Lütfi : Hoşluk ve güzellik sahibi. Lütfiye

Macid : Şan ve şerefi büyük, yüce. Macide
Mahir : Usta, elinden iş gelen, uzel. Mahire.
Maruf : Herkesçe bilinen, meşhur. Marufe.
Mâsum : Suçsuz, günahsız. Masume.
Mâşuk : Sevilen, aşk ile sevilen, sevgili. Maşuka.
Mahbub : Sevilen, sevgili. Mahbube.
Maksud : Arzu edilen. Maksude.
Maksur : Kısaltılmış, bir şeye ayrılmış. Maksure.
Mâlik : Sahip. Malike.
Mansur : Galip gelen. Mansure.
Mazlum : Zulüm görmüş. Mazlume.
Mebruk : Tebrik edilmeye lâyık. Mebruka.
Mebrur : Hayırlı, makbul, beğenilmiş. Mebrure.
Medih : Övülmeye değer. Mediha.
Mecid : Şan ve şeref sahibi, azametli. Mecide.
Meftun : Gönül vermiş, tutkun, vurgun. Meftune.
Mehcur : Bir köşede bırakılmış. Mehcure.
Mehdi : Doğru yolda olan. Mehdiye.
Mekki : Mekkeli. Mekiyye.
Melih : Güzel, şirin, sevimli. Meliha
Melik : Padişah, mal sahibi. Melike
Memduh : Övülmüş, beğenilmiş. Memduha
Memnun : Sevinmiş, hoşnut. Memnune
Mergub : Herkesçe beğenilen rahmet gören. Mergube
Mesrur : Memnun, sevinmiş. Mesrure
Mestur : Örtülü, kapalı, gizli. Mesture
Meşkur : Teşekküre değer, şükre layık. Meşkure
Mevlüt : Yeni doğmuş çocuk. Mevlüde
Meymun : Uğurlu, bereketli, kutlu. Meymune
Mezid : Artmış, arttırılmış, büyümüş. Meziyet
Mihri : Güneş gibi parlak ve ışıklı. Mihriye
Muallim : Tâzim eden, hoca. Muallime.
Mucib : İstenileni veren, boş çevirmeyen. Mucibe
Muhib : Seven, dost, sevgili. Muhibbe
Muhlis : Halis, gerçek dost, ihlâslı. Muhlise
Muhsin : İyilik ve ihsan eden, cömert. Muhsine
Muin : Yardım eden, yardımcı, muavin. Muine
Muiz : İkram eden, şeref veren, ağırlayan. Muize
Mukbil : Mutlu, bahtiyar, mübarek. Mukbile
Munis : Ünsiyetli, alışılan, cana yakın, sevimli. Munise
Muslih : Islah edilmiş, ıslah olunmuş. Muslihe
Muti : İtaat eden, boyun eğen. Mutia
Muvahhid : Allah’ın birliğine inanan. Muvahhide
Mübin : Açık, belli. Mübine
Mücâhid : Cihâd eden, nefsini terbiye eden,. Mücâhide
Müdrik : İdrak eden, anlayışlı, akıllı. Müdrike
Müfid : Sohbetinden istifade edilen, yararlı. Müfide
Mükrim : İkram eden, misafir ağırlayan. Mükrime
Mümin : Hak dine inanmış, müslüman. Mümine
Mümtaz : İmtiyazlı, seçkin. Mümtaze
Münci : Kurtaran, halaskâr. Münciye
Münib : Hakka dönen, pişman olan. Münibe
Münif : Yüksek, büyük, meşhur. Münife
Münir : Işık veren, parlak, nurlu. Münire
Mürşid : İrşad eden, doğru yolu gösteren. Mürşide
Müslim : Teslim olmuş, müslüman. Müslime
Müşfik : Şefkatli, merhametli, acıyan. Müşfika
Naci : Kurtulan, selamete kavuşan. Naciye
Nadi : Nida eden, haykıran, bağıran. Nadiye
Nadir : Az bulunur. Nadire
Nafi : Faydalı şeyler yapan. B>Nafia

Nafiz : İçe işleyen, tesir eden, sözü geçen. Nafize
Nahid : Zühre yıldızı. Nahide
Naib : Vekil, birinin yerine geçen. Naibe
Nail : Muradına eren. Naile
Naim : Bollukta yaşayan. Naime
Naki : Temiz, pak, çok takvalı. Nakiyye
Nami : Namlı, meşhur, tanınmış. Namiye
Namık : Katip, yazar. Namıka
Nasib : Hisse, kısmet. Nasibe
Nâsih : Nasihat eden. Nâsiha
Nasır : Yardımcı, imdada yetişen. Nasıra
Nasuh : Çok nasihat eden. Nasuhi
Naşid : Şiir okuyan, şiir yazan. Naşide
Naşir : Neşreden, dağıtan, saçan. Naşire
Natık : Söyleyen, düşünen. Natıka
Nazim : Tanzim eden, nizama koyan. Nazime
Nazmi : Tertipli, düzenli. Nazmiye
Nebih : Namlı, şerefli. Nebihe
Nebil : Akıllı, anlayışlı, bilgili. Nebile
Necib : Soyu temiz, asaletli. Necibe
Necmi : Yıldız gibi parlak. Necmiye
Nedim : Dost, aşık, büyükleri fıkra ve hikâyeleri ile eğlendiren, sohbet arkadaşı. Nedime
Nefis : Çok hoş, pek hoş, çok hoşa giden. Nefise
Nesib : Soyu sopu temiz. Nesibe
Nezih : Temiz. Nezihe
Nezir : Doğru yola sokmak için korkutan. Nezire
Nuri : Nurlu, ışıklı, parlak. Nuriye
Rabi : Dördüncü. Rabia
Rebib : Üvey evlat. Rebibe
Radi : Rıza gösteren, boyun eğen. Radiye, Raziye
Rafi : Kaldıran, yükselten, sahip. Rafia
Ragıb : İstekli, isteyip rağbet eden. Ragıbe
Rahil : Göçen, göç eden, ölen. Rahile
Rahmi : Rahmete mensup, koruyan. Rahmiye
Raif : Merhametli, acıyan, esirgeyen. Raife
Rakım : Yazan, çizen. Rakıme
Rasih : Temeli sağlam. Rasiha
Rasim : Resim yapan. Rasime
Rasin : Sağlam, dayanıklı. Rasine
Raşit : Doğru yolda yürüyen. Raşide
Ratib : Tertib eden, sıraya koyan. Ratibe
Razi : Rıza gösteren, boyun eğen. Raziye
Rebi : Bahar. Rebia
Refik : Arkadaş, yoldaş. Refika
Remzi : İşaretli, işaret veren. Remziye
Resmi : Devlet adına olan. Resmiye
Reşit : Doğru yolda giden, akıllı. Reşide
Rıfkı : Yumuşak, halim selim. Rıfkıye
Ruhi : Ruh sahibi. Ruhiye
Ruhsar :Yanak, yüz, çehre. Ruhsare
Rüşdi : Doğru yolda giden, olgun. Rüşdiye
Sadi : Saade ve uğur sahibi. Sadiye
Sabih : Güzel, latif, şirin. Sabiha
Sabir
: Sabreden, dayanan, acelesiz bekleyen. Sabire
Sabit : Doğruluğu isbat edilmiş. Sabite
Sabri : Sabırlı, acelesiz, dayanıklı. Sabriye
Sacid : Secde eden. Sacide
Sadık : Doğru, gerçek, sadakatli. Sadıka
Safi : Temiz, katkısız. Safiye
Sahib : Arkadaş. Sahibe
Said : Mutlu, uğurlu. Saide
Sadri : Gönül ehli. Sadriye
Saim : Oruç tutan. Saime
Sâlih : Dindar, evliya. Saliha
Salim : Sağlam, emin ve korkusuz. Salime
Sami : Yüksek. Samiye
Samih : Cömert. Samiha
Samim : İç, öz, asıl, merkez. Samime
Sarim : Keskin, kesici. Sarime
Sakıp : Delen, etkili, parlak, ışıklı. Sakıbe
Satı : Meydana çıkan, yükselen. Satıa
Selim : Sağlam, kusursuz. Selime
Semih : Cömert. Semiha
Sıddık : Doğru sözlü Sıddıka
Sırrı : Sır tutan, gizliliğe dikkat eden. Sırrıye
Subhi : Sabahçı, erken kalkan. Subhiye
Sudi : Faydalı. Sudiye
Sulhi : Barış taraftarı, barışsever. Sulhiye
Süheyl : Bir parlak yıldız. Süheyla

Şadi
: Memnun, sevinçli, gönlü ferah. Şadiye
Şaik : Hevesli, istekli, arzulu, şevkli. Şaika
Şakir : Şükreden. Şakire
Şebib : Genç, taze. Şebibe
Şefik : Şefkatli, merhametli. Şefika
Şehim : Akıllı yiğit. Şehime
Şerif : Büyük, soylu. Peygamber efendimizin torunu Hazret-i Hasan’ın soyundan. Şerife
Şükrü : Şükreden, iyiliğe teşekkür eden. Şükriye.
Tahir : Temiz, pak, temiz. Tahire
Talib : İsteyen, talebe. Talibe
Tayyib : İyi, temiz, helal, güzel kokulu. Tayyibe
Temim : Nazar boncuğu. Temime

Ubeyd
: Kulcağız, kölecik. Ubeyde
Ulvi : Yüksek, yüce. Ulviye
Ünsi : Arkadaş, alışmış. Ünsiye

Vâcid
: Vücuda getiren. Vacide
Vafi : Yeter, tam, elverir. Vafiye
Vahid : Tek, bir, eşsiz, eşi ve benzeri olmayan. Vahide
Vasfi : Vasıflı, kaliteli mi? özellikli. Vasfiye
Vasıf : Vasfeden,, bildiren, öven. Vasıfe
Vecih : Bir kavmin ulusu, büyüğü, hürmetli. Vecihe
Vefi : Vefalı, tam, mükemmel insan. Vefia
Vefik : Uygun, kafa dengi, aynı fikirde arkadaş. Vefika
Vehbi : Hediye, Allah vergisi. Vehbiye
Vehib : Hibe eden, bağışlayan. Vehibe
Velid : Yeni doğmuş, çocuk. Velide
Vesim : Güzel, hoşa giden. Vesime
Yümni : Uğurlu, bereketli, sağcı. Yümniye

Zahid
: Helalin fazlasından da sakınan. Zahide
Zahir : Açık, bir şeyin dış yüzü ve dışı, belli. Zahire
Zaim : Baş, lider. Zaime
Zakir : Anan, Allahü teâlâyı daima zikreden. Zakire
Zarif : Şık, nazik, ince. Zarife
Zati : Özlük, özel, zatına mahsus. Zatiye
Zeki : Zekalı, çabuk kavrayan. Zekiye
Zihni : Zihinli, düşünceli, kavrayışlı. Zihniye
Zühdi : Zühd ve takva sahibi. Zühdiye
Zülfi : Zülüflü. Zülfiye


ALINTIDIR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum Yazma Kuralları !

1- Küfürlü, Sataşmacı, Spam veya Reklam İçeren Yorumlar Yapmamaya

2-Yaptığınız yorumun, yazıyla alakalı olmasına Spam veya Reklam İçeren Yorumlar olmamasına özen gösteriniz.

3- Her zaman nazik bir üslup kullanmaya dikkat ediniz.

4- Cevap yazma süresi değişiklik gösterebilir.

5- Yorumlarınız Yönetici Onayından Geçtikten Sonra Yayınlanacaktır.

6- Anlayışınız için TEŞEKKÜRLER..

Dost Yurdu Radyo