Erkeklerin kendi eşleri dışındaki kimselerin yanında ya da namazda, göbekle diz kapağı arasını örtmeleri farzdır. Sağlam görüşe göre diz kapağı da avret yeri kapsamına girer. Allahü Teâlâ, “Irzlarını da korusunlar.” [1] buyurur. Burada “ferc, çoğulu furûc” sözcüğü kadının cinsel organı anlamına geldiği gibi, her iki cins için “apışarası” anlamını da kapsar. İffet yerini en iyi koruma, örtme ile mümkün olacağı için “avret yerini örtme” de bu kapsama girer.
ERKEKLERİN AVRET YERLERİ NERELERDİR?
Merhum Elmalılı Hamdi Yazır (ö.1358/1939) erkeğin avret mahalli ile ilgili olarak şöyle der: “İnsanın avret mahalli, bilinen cinsel organdan ibaret değil, apışarası denilen açıklık boyunca uzar ki, bunun azamisi topuklara kadar varırsa da en yakın bilinen azı, diz üstü oturulduğunda belirleneceği üzere göbek altından dizlere kadardır. Bunun için erkeklerde korunması ve örtülmesi farz olan bir avret mahalli bu bilinen en az miktarıdır. Fazlasını örtmek ise müstehaptır.” [2]
Erkeğin avret yerinin sınırları hadisle belirlenmiştir. Hz. Peygamber, “Erkeğin avret yeri göbekle iki diz arasıdır.” [3] Dârekutnî’nin naklettiği şu hadisle diz kapakları da bu kapsama girer: “Diz kapakları da avret yerlerindendir.” [4]
Mâlikîlere göre, erkekler için avret yeri yalnız ön ve arka, yani “galiz avret” sayılan yerlerdir. Onlara göre uyluk kısmı avret sayılmaz. Delil Enes b. Malik’ten (ö.91/709) nakledilen şu hadistir: “Bir gün Allâh’ın Resûlü uylukları açık olarak oturuyordu. Ebûbekir, yanına girmek için izin istedi, ona bu durumda iken izin verdi. Ömer izin istedi, ona da izin verdi. Sonra Hz. Osman izin isteyince, uylukları üstüne elbisesini örttü.” [5]
Ancak Hanefîlerin de içinde bulunduğu çoğunluk fakihlere göre ön ve arka ile diz kapakları arasında kalan uyluklar da avret yeri kapsamına girer. Çünkü uyluğun avret yeri olduğunu bildiren başka hadisler de vardır.[6]
Dipnotlar:
[1] Nûr, 24/30. «Mescide gelirken güzel elbiselerinizi giyin» âyeti de erkeğin tesettürünün olduğunu gösterir. bk. A’râf, 7/31. [2] Elmalılı, age, VI, 12, 13. [3] Ahmed b. Hanbel, II, 187. [4] Zeylaî, Nasbu’r-Râye, 2. baskı, Kahire 1357/1938, I, 297. [5] Şevkânî, age, II, 63, 64. [6] bk. Buhârî, Salât, 12; Ebû Dâvûd, Hammâm, 1; Tirmizî, Edeb, 40; İbn, Hanbel, III, 478, 479, V, 290.
Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile İlmihali, Erkam Yayınları
Yorum Yazma Kuralları !1- Küfürlü, Sataşmacı, Spam veya Reklam İçeren Yorumlar Yapmamaya2-Yaptığınız yorumun, yazıyla alakalı olmasına Spam veya Reklam İçeren Yorumlar olmamasına özen gösteriniz.3- Her zaman nazik bir üslup kullanmaya dikkat ediniz.4- Cevap yazma süresi değişiklik gösterebilir.5- Yorumlarınız Yönetici Onayından Geçtikten Sonra Yayınlanacaktır.6- Anlayışınız için TEŞEKKÜRLER..Dost Yurdu Radyo
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum Yazma Kuralları !
1- Küfürlü, Sataşmacı, Spam veya Reklam İçeren Yorumlar Yapmamaya
2-Yaptığınız yorumun, yazıyla alakalı olmasına Spam veya Reklam İçeren Yorumlar olmamasına özen gösteriniz.
3- Her zaman nazik bir üslup kullanmaya dikkat ediniz.
4- Cevap yazma süresi değişiklik gösterebilir.
5- Yorumlarınız Yönetici Onayından Geçtikten Sonra Yayınlanacaktır.
6- Anlayışınız için TEŞEKKÜRLER..
Dost Yurdu Radyo