Cennete ulaşmak için Allah’ın bu büyük lütfunu hak etmiş bahtiyar kullardan olmak ve ölüm kapısından geçmek gerek. Fakat bir cennet bahçesi var ki o burada, dünyada. Hem ahiret cennetinden lezzetler barındırıyor hem de oraya hazırlıyor. O bahçe sohbet meclisi.
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:
“(Ey Rasulüm) hatırlat (öğüt ver). Çünkü hatırlatmak (öğüt) müminlere fayda verir.” (Zariyat, 55)
Allah Tealâ, Rasulullah s.a.v. Efendimiz’den müminlere hak ve hakikati hatırlatmasını istemiştir. O da sohbet halkaları kurarak sahabilerine güzel ahlâkı, ibadetleri, helalle haramı, ahireti ve hesap gününü hatırlatmıştır.
Sahabi kelimesi de zaten sohbet kelimesiyle aynı kökten gelir. Sohbet kavramının bir diğer manası da yakınlıktır ve ünsiyeti bildirir. Bu mana itibariyle sohbetin aslı gönüller arasındaki mesafelerin kalkması, kalplerin birleşmesidir. Efendimiz s.a.v.’in meclisinde bulunup onu gören, onu dinleyen, onunla konuşan müslümanlar bu yakınlık ile şereflenmiş ve sahabi (yakın) olmuşlardır.
Bu çerçevede değerlendirildiğinde, sohbetin sadece kulağa hitap eden hayırlı söz ve seslerden daha derin bir anlam ifade ettiği açıktır. Bir mecliste hayırlı sözlerin paylaşılmasından maksat da kalbi Hakk’ın rahmetine sevk edecek bir yakınlık kurulmasıdır.
Aklın ve ruhun gıdası
Efendimiz s.a.v. bir gün ashabına şöyle buyurmuştur:
“Cennet bahçesine uğrarsanız oradan istifade edin.” (Enes b. Mâlik, 3432)
Ashab-ı Kiram, Efendimiz’in bahsettiği cennetin ahiret cenneti değil, bir mecaz olduğunu bilerek şöyle sormuşlardır:
– Ey Allah’ın Rasulü, cennet bahçesi nedir?
Efendimiz s.a.v. şöyle cevap vermiştir:
– Zikir halkalarıdır.
Aynı hadisin diğer bir rivayetinde de “ilim halkalarıdır” ifadesi geçmektedir.
Bizlere yaratılış gayemize dair en temel meselelerden en ince edeplere kadar dinimizin anlatıldığı sohbet meclisleri, hem zikir hem ilim meclisleridir. Sohbet de aklın gıdası olan ilim ile ruhun gıdası olan zikirden oluşur.
Sohbete katılmak, sohbet dinlemek Ashab-ı Kiram’ın yoludur. Onlar böyle yetişip kemale ermişlerdir. Bugün de bir mümin sohbet meclisine katılmakla kendini sahabilere benzetmiş olur. Sohbet eden, sohbet dinleyen müminler, sahabilerin yolunun bereketiyle çok büyük hayırların ve saadetin talibi olurlar.
Meleklerin şahitliğinde
Hz Ömer r.a. sohbet halkaları hakkında şöyle der:
“Bir insan, Allah’ın ve Rasulü’nün anlatıldığı bir meclis görse ve oraya oturup dinlese, oradan kalkarken yeni doğmuş gibi günahsız ve tertemiz kalkar.”
Sohbete inen nurla günahlarımızdan arınıp tertemiz olmamız mümkündür. Çünkü sohbet sadece seslerden, sözlerden ibaret değildir. Güzel niyetle yapılan sohbette Allah Tealâ manevi ikramlarda bulunur.
Ayrıca Allah için bir araya gelip Kur’an ve Sünnet üzere sohbet yapıldığında, melekler bu meclise katılırlar. Sohbette bulunanlar için af dilerler. Kalplere bir huzur iner. Rahmet o meclistekileri kaplar.
Görevli melekler sohbete katılanların halini Cenab-ı Hakk’a arz ederler. O da bu haberci melekleri şahit tutarak o meclistekileri affeder. Bu konu birçok hadis-i şerifte yer almıştır. Sohbetlerdeki bu manevi ikram ve ulvi tesir elbette Allah Tealâ’nın lütfudur.
Sohbette duyduklarımızı kitaplardan okumak, televizyon ve radyodan dinlemek de mümkündür. Fakat bir sohbet meclisinde bulunmanın tesiri diğerleriyle kıyas kabul etmeyecek kadar çoktur. Çünkü sohbet meclisinde, sohbetin bir diğer anlamı olan yakınlık da sağlanmış olur. Ayrıca müminlerin kalplerinde oluşan genişlik ve lezzet hali birbirine sirayet eder. Sohbeti sözden ötesine taşıyan, Hakk’ın rahmet nazarına vesile kılan da bu yakınlık ve huzur halidir.
Sohbet meclisi
Allah için güzel niyetle ve edebine uygun yapılan sohbet, başından sonuna kadar hayır ve ihsan ile süslenmiştir. Bu ilahî ikramlar sohbetin tertip edilme niyetiyle başlar. Önce, tertip etmek isteyenler bu güzel niyetlerinden dolayı manen kazanır. Sonra sohbet kararı verilir, karar verenler kazanır.
Sohbeti duyuranlar Hakk’a davet etmektedir. Dolayısıyla onlar da bu ilahî ikramlardan hissedar olur. Daveti işiten ve katılmak isteyenler bu niyetleriyle kazanırlar.
Sohbet günü gelir. Ne var ki insan nefsi sırf Allah rızası için bir araya gelmeyi ve nasihat dinlemeyi sevmez, sohbete katılmak istemez. Evine gidip keyfine bakmak ister. Şeytan da ona destek olur. Burada nefs ve şeytanla bir mücadele başlar. Nefsine ve şeytana galip gelenler yollara düşerler. Bu mücadele Allah yolunda yapılan hayırlı bir mücadeledir. Bu hayır elde edilerek sohbet yerine ulaşılır.
İster yürüyerek ister araçla gelinmiş olsun, alınan her mesafe manevi mükafatlara vesiledir. Harcanan her emek, yapılan her harcama Allah yolunda yapılmıştır ve kişinin defterine sadaka olarak yazılır.
Sohbete gelenler dostlara, tanıdıklara rastlarlar. Musafaha eder, sarılıp kucaklaşırlar. Kimseyi tanımasalar bile aynı güzel niyete sahip müminlerle hemen kaynaşır ve hasbihal ederler. Bu da bambaşka ihsan kapılarının açılmasına vesile olur.
‘Faydalanmış’ kalpler
Allah Rasülü s.a.v. şöyle müjdelemiştir: “İki müslüman karşılaştığında, musafaha ederek birbirlerine tebessüm ettiklerinde, ağacın yapraklarının dökülmesi gibi günahları dökülür.”
Sohbet zamanı gelir ve sohbete oturulur. Bu da katılanlar için başka bir manevi zaferdir. Davet edildiğinde icabet etmeye niyet etmişti. Nefsin ve şeytanın tüm engellemelerine rağmen galip geldi ve kalbindeki güzel niyeti gerçekleştirmiş oldu.
Müminin niyetinin amelinden hayırlı olduğunu belirttikten sonra Fahr-i Kâinat Efendimiz şöyle buyurmuştur: “…Eğer mümin kalbindeki niyeti amele dönüştürürse o niyet kalbine nur olur.”
Nurlu kalpler nurla bakar, nurla duyar. Böyle bir hal ise sohbete inen feyz ve rahmetten istifade edilmesine vesile olur. Sohbetlere devam edenler, nice kimsenin tövbe edişine, gözyaşları içinde ah etmesine şahit oluşmuşlardır.
Sohbet biter. Yüzlerde kulluğun aydınlığı, günahkârlığın mahcubiyeti, rahmet meclisinin sevinci bir arada yaşanır. Kur’an’ın ifadesiyle müminler “faydalanmış” olarak evlerine dönerler.
Sohbetin tesiri, rahmet ve sekine gibi manevi hallerin etkisi bir süre devam eder. Bunlar amele yansır. Rasulullah s.a.v. ve Ashab-ı Kiram’ın sünnetiyle bereketlenen, nurla yıkanan kalpler, farzları yerine getirip haramlardan uzak durmada hassasiyet kazanırlar. Nafileleri dahi muhabbet ve sevinç içerisinde yaparlar. Bu hali fark edenler sohbet halkasının müdavimi olurlar. Bu cennet bahçelerinden ömürlerinin sonuna kadar faydalanırlar.
Tasavvuf ve sohbet
Allah dostları, Efendimiz s.a.v.’in sahabilerini sohbetle yetiştirmesi gibi, müritlerini sohbetle yetiştirmeyi bir usul olarak benimsemişlerdir. Şah-ı Nakşibend hazretleri k.s. sohbet hakkında: “Bizim yolumuz sohbet yoludur” buyurur. Şeyh Abdurrahman-ı Tahî k.s. hazretleri de, Bitlisli Halil Efendi isimli zata yazdığı mektupta, sohbetlerin dünya sevgisini azaltan, kişiyi muhabbetullaha yönlendiren etkisine işaret etmiştir.
Muhammed Diyaüddin k.s. hazretleri sohbet edecek kimse bulamadığı bir zamanda çocukları toplayıp sohbet etmiş, “Çocuklar sohbetten anlamaz. Niçin sohbet ediyorsunuz?” diye sorulunca da, “Gayem çocukların bir şey öğrenmesi değil. Sohbet meclisi kurarak ilahî rahmeti celbetmektir.” buyurmuştur.
Evet, sohbete inen rahmetten herkes istifade eder. Bir sohbet meclisine, mesela bir dünyalık menfaat için gelen kimse bile, oradaki sohbet ehli hürmetine Allah’ın rahmetinden faydalanmaktadır. Hadis-i şeriflerde farklı gayelerle sohbete gelenlerin, orada Allah için olanlarla beraber olmaları nedeniyle bağışlandığı bildirilmiştir.
Sohbet meclislerinde aşıkların ve âriflerin güzel hallerini dinler, kulluğumuzu muhasebe ederiz. Peygamber kıssasları ve evliya menkıbeleriyle hatalarımızı görür tövbe ederiz. Nice günahkâr, sohbet halkalarında Rabbini tanımış, O’na yönelmiştir. Dünya meşgalesi içinde yorulan müminler sohbet halkalarında huzur bulmuş, nefes almıştır.
Bazıları için bu sohbetler öyle tesirli olur ki kalplerini dünya kirlerinden arındırırlar, istikamet ve yüksek makamlar elde ederler.
Sohbet nimetinden faydalanmak, “faydalanmışlar”dan olmak önemlidir. Yapılacak iş, usulüne uygun bir şekilde sohbetlere devam etmektir.
Sosyal medya:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum Yazma Kuralları !
1- Küfürlü, Sataşmacı, Spam veya Reklam İçeren Yorumlar Yapmamaya
2-Yaptığınız yorumun, yazıyla alakalı olmasına Spam veya Reklam İçeren Yorumlar olmamasına özen gösteriniz.
3- Her zaman nazik bir üslup kullanmaya dikkat ediniz.
4- Cevap yazma süresi değişiklik gösterebilir.
5- Yorumlarınız Yönetici Onayından Geçtikten Sonra Yayınlanacaktır.
6- Anlayışınız için TEŞEKKÜRLER..
Dost Yurdu Radyo