.: Günün Ayeti :. .: Günün Hadis-i Şerf-i :. .: Günün Sözü :.
     
Şu An Yayında: Yükleniyor...
Winamp, iTunes Windows Media Player Real Player QuickTime Stream Proxy
Dost Yurdu Radyo,İslami Radyo,dini radyo,ilahiler,ezgiler,sohbetler,canlı radyo, dini radyo, dursun ali erzincanlı, abdurrahman önül,eşref ziya,en güzel ilahiler, ezgiler, ilahi dinle, islam, islam radyoları, islami radyo, marşlar, online ilahi dinle, radyo, radyo islam, şiirler, ,canlı radyo, dini radyo, dursun ali erzincanlı, en güzel ilahiler, ezgiler, ilahi dinle, islam, islam radyoları, islami radyo, marşlar, online ilahi dinle, radyo, radyo islam, şiirler, ümmetin sesi,,Dini Radyolar,Radyo Dinle, Canlı Radyo, İlahi Nefesler, İlahiler, İlahi,En güzel ilahilerin yer aldığı çalma listemizden müzikli ve müziksiz ilahi dinleyebilirsiniz,ilahi Radyo Canlı Dinle, güncel yayını ,bedava mobil ilahi Radyo, Kesintisiz Dinle ,online ilahiRadyo internetten dinleme ,müzik , sitene ekle, Türk radyolarının en çok dinlenen ilahileri bu listelerde,Farklı isimlerden ilahiler,Meydân-ı Aşk,Ateş-i Aşk,Aldanma Dünya Varına,Taştı Rahmet Deryası,Tasavvuf Müziği,Allah Diyelim Daim,İlahilerden Seçmeler,7/24 Dinle .

.: DUYURULAR :.


.: Flatcast Radyoları Kapatılmıştır Yeni Sistem Chat Sayfamıza Canlı Yayına Tıklayıp Girebilirsiniz:. Lütfen Canlı Yayın Resmine Tıklayınız

.: KURALLAR :.


.: Lütfen Okuduğumuz Yazılara
Yorum Yapalım Tavsiye Edelim
Dostlarımızın Arkadaşlarımızın
Okumalarını Sağlayalım:.


DOST YURDU RADYO      BURAYA TIKLAYIP YENİ BİR SAYFA AÇABİLİRSİNİZ
Sitemiz En Güzel Crome Tarayıcıda Görünmektedir
             
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
2013 yılında yayın hayatına giren sitemizde şu ilkeleri benimsedik:

1. Gâyemiz Allah rızası ve Yüce İslam dinine elimizden geldiğince hizmettir.
2. Hedef kitlemiz öncelikle çocuklar, tüm Müslüman kardeşlerimiz ve diğer insanlardır.
3. Dini oyunlar, ilahiler ve çeşitli etkinliklerle din derslerinin daha eğlenceli ve verimli geçmesi bir diğer hedefimizdir.
4. Sitemizdeki tüm içeriklere herkesin ücretsiz ve üyeliksiz ulaşması amaçlanmıştır.
5. Blogger üzerinden yayın yapan sitemiz asla reklama yer vermemeyi birinci yöntem olarak seçmiştir.
6. Kullandığımız tüm İslami bilgilerin sahih İslam kaynaklarına dayanmasına azami özen gösterilmektedir.
7. Sitede bulunan içeriklerde kullanıcılar tarafından sahih dini bilgilere ve insan haklarına aykırı görülen içerikler hemen silinecektir.
8. En büyük sermayemiz ve tek gelirimiz siz değerli dostların bir hayır duasıdır.
Hadis-i şerifte: "Kim ümmetime dini işlerine dair kırk hadis hıfzediverirse, Allah Teâlâ onu alimler zümresinde haşreder.... Ben de kıyamet gününde ona şahid ve şefaatçi olurum" buyurulmuştur. 1- Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. (Buhârî, İ lm, 12; Müslim, Cihâd, 6.) 2- İslâm, güzel ahlâktır. (Kenzü'l-Ummâl, 3/17, HadisNo: 5225) 3- İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez. (Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16) 4- Nerede olursan ol Allah'a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran. (Tirmizî, Birr, 55) 5- Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir. (Tirmizî, İlm, 14.) 6- Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz. (Mümin, iki defa aynı yanılgıya düşmez) (Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.) 7- Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur. (Taberânî, el-Mu'cemü'l-Evsat, 1/275; Beyhakî,.) 8- İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (Allah'tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır. (Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58). 9- Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. (Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.) 10- (Mümin) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme. (Tirmizî, Birr, 58.) 11- İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür. (Buhârî, Enbiyâ, 54; EbuDâvûd, Edeb, 6. ) 12- (Allah Rasûlü) “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk. O da; “Allah'a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi. (Müslim, İ mân, 95 ) 13- Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir. (Müslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248.) 14- İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz. (Tirmizî , Fedâilü'l-Cihâd, 12.) 15- Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur. (İbn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta', Akdıye, 31.) 16- Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü'min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz. (Buhârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71.) 17- Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter. (Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.) 18- İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız. (Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu'l-Kıyâme, 56.) 19- İşçiye ücretini, (alnının) teri kurumadan veriniz. (İbn Mâce, Ruhûn, 4 .) 20- Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin, yöneticilerinize itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz. (Tirmizî, Cum'a, 80.) 21- Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır. (Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103, 104.) 22- ( Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır. (Tirmizî, Birr, 36.) 23- Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar. (Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9; Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.) 24- Allah'ın rızası, anne ve babanın rızasındadır. Allah'ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir. (Tirmizî, Birr, 3.) 25- Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir: Mazlumun duası, misafirin duası ve babanın evladına duası. (İbn Mâce, Dua, 11.) 26- Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez. (Tirmizî, Birr, 33.) 27- Peygamberimiz işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: “ Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte böyle yanyanayız” buyurmuştur. (Buhârî, Talâk, 25, Edeb, 24; Müslim, Zühd, 42.) 28- Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir. (Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66) 29- Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır. (Tirmizî, Radâ', 11; ‹bn Mâce, Nikâh, 50. Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66.) 30- Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki; ben ( Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim. (Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140, 141) 31- Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah'ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz. (Buhârî, Edeb, 57, 58.) 32- (İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden kaçının. Onlar nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine: Allah'a şirk koşmak, sihir, Allah'ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu. (Buhârî, Vasâyâ, 23, Tıbb, 48; Müslim, Îmân, 144) 33- Allah'a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah'a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun. (Buhârî, Edeb, 31, 85; Müslim, Îmân, 74, 75) 34- Söz taşıyanlar (cezalarını çekmeden yada affedilmedikçe) cennete giremezler. (Müslim, Îmân, 168; Tirmizî, Birr, 79.) 35- Dul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden veya gündüzleri (nafile) oruç tutup, gecelerini (nafile) ibadetle geçiren kimse gibidir. (Buhârî, Nafakât, 1; Müslim, Zühd, 41; Tirmizî, Birr, 44; Nesâî, Zekât, 78) 36- Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir. (Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.) 37- İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir. (Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107.) 38- Mü'minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O'nun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur. (Müslim, Zühd, 64; Dârim”, Rikâk, 61.) 39- Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır. (Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10.) 40- Bizi aldatan bizden değildir. (Müslim, Îmân, 164.)

22 Aralık 2014 Pazartesi

Dünyada Cennet Bahçesi



Cennete ulaşmak için Allah’ın bu büyük lütfunu hak etmiş bahtiyar kullardan olmak ve ölüm kapısından geçmek gerek. Fakat bir cennet bahçesi var ki o burada, dünyada. Hem ahiret cennetinden lezzetler barındırıyor hem de oraya hazırlıyor. O bahçe sohbet meclisi.

Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:
“(Ey Rasulüm) hatırlat (öğüt ver). Çünkü hatırlatmak (öğüt) müminlere fayda verir.” (Zariyat, 55)
 Allah Tealâ, Rasulullah s.a.v. Efendimiz’den müminlere hak ve hakikati hatırlatmasını istemiştir. O da sohbet halkaları kurarak sahabilerine güzel ahlâkı, ibadetleri, helalle haramı, ahireti ve hesap gününü hatırlatmıştır.

Sahabi kelimesi de zaten sohbet kelimesiyle aynı kökten gelir. Sohbet kavramının bir diğer manası da yakınlıktır ve ünsiyeti bildirir. Bu mana itibariyle sohbetin aslı gönüller arasındaki mesafelerin kalkması, kalplerin birleşmesidir. Efendimiz s.a.v.’in meclisinde bulunup onu gören, onu dinleyen, onunla konuşan müslümanlar bu yakınlık ile şereflenmiş ve sahabi (yakın) olmuşlardır.

Bu çerçevede değerlendirildiğinde, sohbetin sadece kulağa hitap eden hayırlı söz ve seslerden daha derin bir anlam ifade ettiği açıktır. Bir mecliste hayırlı sözlerin paylaşılmasından maksat da kalbi Hakk’ın rahmetine sevk edecek bir yakınlık kurulmasıdır.

Aklın ve ruhun gıdası
Efendimiz s.a.v. bir gün ashabına şöyle buyurmuştur:
“Cennet bahçesine uğrarsanız oradan istifade edin.” (Enes b. Mâlik, 3432)

Ashab-ı Kiram, Efendimiz’in bahsettiği cennetin ahiret cenneti değil, bir mecaz olduğunu bilerek şöyle sormuşlardır:
– Ey Allah’ın Rasulü, cennet bahçesi nedir?
Efendimiz s.a.v. şöyle cevap vermiştir:
– Zikir halkalarıdır.
Aynı hadisin diğer bir rivayetinde de “ilim halkalarıdır” ifadesi geçmektedir.
Bizlere yaratılış gayemize dair en temel meselelerden en ince edeplere kadar dinimizin anlatıldığı sohbet meclisleri, hem zikir hem ilim meclisleridir. Sohbet de aklın gıdası olan ilim ile ruhun gıdası olan zikirden oluşur.

Sohbete katılmak, sohbet dinlemek Ashab-ı Kiram’ın yoludur. Onlar böyle yetişip kemale ermişlerdir. Bugün de bir mümin sohbet meclisine katılmakla kendini sahabilere benzetmiş olur. Sohbet eden, sohbet dinleyen müminler, sahabilerin yolunun bereketiyle çok büyük hayırların ve saadetin talibi olurlar.

Meleklerin şahitliğinde
Hz Ömer r.a. sohbet halkaları hakkında şöyle der:
“Bir insan, Allah’ın ve Rasulü’nün anlatıldığı bir meclis görse ve oraya oturup dinlese, oradan kalkarken yeni doğmuş gibi günahsız ve tertemiz kalkar.”
Sohbete inen nurla günahlarımızdan arınıp tertemiz olmamız mümkündür. Çünkü sohbet sadece seslerden, sözlerden ibaret değildir. Güzel niyetle yapılan sohbette Allah Tealâ manevi ikramlarda bulunur.

Ayrıca Allah için bir araya gelip Kur’an ve Sünnet üzere sohbet yapıldığında, melekler bu meclise katılırlar. Sohbette bulunanlar için af dilerler. Kalplere bir huzur iner. Rahmet o meclistekileri kaplar.
Görevli melekler sohbete katılanların halini Cenab-ı Hakk’a arz ederler. O da bu haberci melekleri şahit tutarak o meclistekileri affeder. Bu konu birçok hadis-i şerifte yer almıştır. Sohbetlerdeki bu manevi ikram ve ulvi tesir elbette Allah Tealâ’nın lütfudur.

Sohbette duyduklarımızı kitaplardan okumak, televizyon ve radyodan dinlemek de mümkündür. Fakat bir sohbet meclisinde bulunmanın tesiri diğerleriyle kıyas kabul etmeyecek kadar çoktur. Çünkü sohbet meclisinde, sohbetin bir diğer anlamı olan yakınlık da sağlanmış olur. Ayrıca müminlerin kalplerinde oluşan genişlik ve lezzet hali birbirine sirayet eder. Sohbeti sözden ötesine taşıyan, Hakk’ın rahmet nazarına vesile kılan da bu yakınlık ve huzur halidir.

Sohbet meclisi
Allah için güzel niyetle ve edebine uygun yapılan sohbet, başından sonuna kadar hayır ve ihsan ile süslenmiştir. Bu ilahî ikramlar sohbetin tertip edilme niyetiyle başlar. Önce, tertip etmek isteyenler bu güzel niyetlerinden dolayı manen kazanır. Sonra sohbet kararı verilir, karar verenler kazanır.
 Sohbeti duyuranlar Hakk’a davet etmektedir. Dolayısıyla onlar da bu ilahî ikramlardan hissedar olur. Daveti işiten ve katılmak isteyenler bu niyetleriyle kazanırlar.

Sohbet günü gelir. Ne var ki insan nefsi sırf Allah rızası için bir araya gelmeyi ve nasihat dinlemeyi sevmez, sohbete katılmak istemez. Evine gidip keyfine bakmak ister. Şeytan da ona destek olur. Burada nefs ve şeytanla bir mücadele başlar. Nefsine ve şeytana galip gelenler yollara düşerler. Bu mücadele Allah yolunda yapılan hayırlı bir mücadeledir. Bu hayır elde edilerek sohbet yerine ulaşılır.

İster yürüyerek ister araçla gelinmiş olsun, alınan her mesafe manevi mükafatlara vesiledir. Harcanan her emek, yapılan her harcama Allah yolunda yapılmıştır ve kişinin defterine sadaka olarak yazılır.
Sohbete gelenler dostlara, tanıdıklara rastlarlar. Musafaha eder, sarılıp kucaklaşırlar. Kimseyi tanımasalar bile aynı güzel niyete sahip müminlerle hemen kaynaşır ve hasbihal ederler. Bu da bambaşka ihsan kapılarının açılmasına vesile olur.

‘Faydalanmış’ kalpler
Allah Rasülü s.a.v. şöyle müjdelemiştir: “İki müslüman karşılaştığında, musafaha ederek birbirlerine tebessüm ettiklerinde, ağacın yapraklarının dökülmesi gibi günahları dökülür.”
Sohbet zamanı gelir ve sohbete oturulur. Bu da katılanlar için başka bir manevi zaferdir. Davet edildiğinde icabet etmeye niyet etmişti. Nefsin ve şeytanın tüm engellemelerine rağmen galip geldi ve kalbindeki güzel niyeti gerçekleştirmiş oldu.

 Müminin niyetinin amelinden hayırlı olduğunu belirttikten sonra Fahr-i Kâinat Efendimiz şöyle buyurmuştur: “…Eğer mümin kalbindeki niyeti amele dönüştürürse o niyet kalbine nur olur.”
Nurlu kalpler nurla bakar, nurla duyar. Böyle bir hal ise sohbete inen feyz ve rahmetten istifade edilmesine vesile olur. Sohbetlere devam edenler, nice kimsenin tövbe edişine, gözyaşları içinde ah etmesine şahit oluşmuşlardır.

Sohbet biter. Yüzlerde kulluğun aydınlığı, günahkârlığın mahcubiyeti, rahmet meclisinin sevinci bir arada yaşanır. Kur’an’ın ifadesiyle müminler “faydalanmış” olarak evlerine dönerler.
Sohbetin tesiri, rahmet ve sekine gibi manevi hallerin etkisi bir süre devam eder. Bunlar amele yansır. Rasulullah s.a.v. ve Ashab-ı Kiram’ın sünnetiyle bereketlenen, nurla yıkanan kalpler, farzları yerine getirip haramlardan uzak durmada hassasiyet kazanırlar. Nafileleri dahi muhabbet ve sevinç içerisinde yaparlar. Bu hali fark edenler sohbet halkasının müdavimi olurlar. Bu cennet bahçelerinden ömürlerinin sonuna kadar faydalanırlar.

Tasavvuf ve sohbet
Allah dostları, Efendimiz s.a.v.’in sahabilerini sohbetle yetiştirmesi gibi, müritlerini sohbetle yetiştirmeyi bir usul olarak benimsemişlerdir. Şah-ı Nakşibend hazretleri k.s. sohbet hakkında: “Bizim yolumuz sohbet yoludur” buyurur. Şeyh Abdurrahman-ı Tahî k.s. hazretleri de, Bitlisli Halil Efendi isimli zata yazdığı mektupta, sohbetlerin dünya sevgisini azaltan, kişiyi muhabbetullaha yönlendiren etkisine işaret etmiştir.

Muhammed Diyaüddin k.s. hazretleri sohbet edecek kimse bulamadığı bir zamanda çocukları toplayıp sohbet etmiş, “Çocuklar sohbetten anlamaz. Niçin sohbet ediyorsunuz?” diye sorulunca da, “Gayem çocukların bir şey öğrenmesi değil. Sohbet meclisi kurarak ilahî rahmeti celbetmektir.” buyurmuştur.

Evet, sohbete inen rahmetten herkes istifade eder. Bir sohbet meclisine, mesela bir dünyalık menfaat için gelen kimse bile, oradaki sohbet ehli hürmetine Allah’ın rahmetinden faydalanmaktadır. Hadis-i şeriflerde farklı gayelerle sohbete gelenlerin, orada Allah için olanlarla beraber olmaları nedeniyle bağışlandığı bildirilmiştir.

Sohbet meclislerinde aşıkların ve âriflerin güzel hallerini dinler, kulluğumuzu muhasebe ederiz. Peygamber kıssasları ve evliya menkıbeleriyle hatalarımızı görür tövbe ederiz. Nice günahkâr, sohbet halkalarında Rabbini tanımış, O’na yönelmiştir. Dünya meşgalesi içinde yorulan müminler sohbet halkalarında huzur bulmuş, nefes almıştır.

Bazıları için bu sohbetler öyle tesirli olur ki kalplerini dünya kirlerinden arındırırlar, istikamet ve yüksek makamlar elde ederler.
 Sohbet nimetinden faydalanmak, “faydalanmışlar”dan olmak önemlidir. Yapılacak iş, usulüne uygun bir şekilde sohbetlere devam etmektir.

Sosyal medya:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum Yazma Kuralları !

1- Küfürlü, Sataşmacı, Spam veya Reklam İçeren Yorumlar Yapmamaya

2-Yaptığınız yorumun, yazıyla alakalı olmasına Spam veya Reklam İçeren Yorumlar olmamasına özen gösteriniz.

3- Her zaman nazik bir üslup kullanmaya dikkat ediniz.

4- Cevap yazma süresi değişiklik gösterebilir.

5- Yorumlarınız Yönetici Onayından Geçtikten Sonra Yayınlanacaktır.

6- Anlayışınız için TEŞEKKÜRLER..

Dost Yurdu Radyo