Allah-u Zülcelâl hazretleri bir âyeti kerimede Peygamberimiz -aleyhisselatüvesselam-’a: "Biz ancak seni âlemlere rahmet olarak gönderdik" buyurmaktadır. (Enbiyâ, 107)
Peygamber efendimiz bir hadisi şerifinde buradaki rahmetin bir vechesini şöyle tefsir eder: "Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim" (İmam Ahmed Müsnedi; c: 2, hadis no: 318)
Demek ki en güzel ahlak Peygamberimiz ile kemale ermiştir. Güzel ahlakın kemale ermesi ise Cenab-ı Hakk’ın rahmetindendir. Çünkü ahlak güzel olmadığı sürece kişinin kemale ermesi için salih amel işlemek yeterli olmaz.
Birçok hastalar vardır ki; sıhhatliyken kuvvet veren gıdalardan uzaklaştırılır. Sıhhatli bir kimsenin o yemekleri yemesi faydalı iken, o hastanın yemesi zararlıdır. Çünkü iyileşmeden önce o gıdalar ona iyi gelmediği gibi, hatta hastalığını arttırabilir. Böyle bir durumda hasta önce perhiz yapmalıdır. Çünkü öncelikle hastayı iyileştirmek gerekir. Uygun gıdalar vererek, eski kuvvetli haline kavuşturulması daha sonra düşünülür.
İşte bunun gibi, "…kalplerinde hastalık vardır" (Bakara; 10) mealindeki ayeti kerimede işaret buyurulan kalbî hastalığa yakalanmış olanların da bazı ibadeti ve tâati fayda vermez. Çünkü onun bu ibadetleri, kalplerindeki imanî ve ahlakî hastalıkları iyileştirmeye yetmez.
Peygamberimiz -aleyhisselatuvesselam-’ın şu hadis-i şerifi bize “ibadetin makbuliyeti” için güzel ahlakın ne kadar ehemmiyetli olduğuna ışık tutuyor:
“Nice oruç tutanlar vardır ki, tuttukları oruçtan onlara kalan sadece açlık ve susuzluktur. Nice gece namazı kılanlar vardır ki, onların kıldıkları namazdan nasipleri uykusuz kalmaktan ibârettir.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 373)
Mevlana hazretleri, bu hakikati şu ifadelerle izah eder:
“Biz bu ambarda buğday biriktirmede, toplanan buğdayı yine kaybetmekteyiz.
Biz, bu garip mahlûklar topluluğu, düşünmüyoruz ki buğdayın noksanlaşması farenin hilesindendir.
Fare, ambarımızı deldikçe, hilesinden ambar harab olmuştur.
Ey can, önce farenin şerrini def' et, sonra buğday biriktirmeye çalış, çabala!
Eğer bizim ambarımızda hırsız bir fare yoksa kırk yıllık ibadet buğdayı nerde?
Her günlük azar azar sadıkane ibadet taneleri niçin bu ambarımızda toplanmıyor?”
Öyle ya, eğer ruhumuz gece ibadet ediyor, ama gündüz nefsimiz onun ibadetlerinin sevabını, ateşin odunu yaktığı gibi yakıp yok eden kibir, hased, gıybet, dedikoduculuk, kin, nefret, dil afeti vs… günahlarıyla yok ediyorsa, orada terakki olur mu? Bu felaketlerin girdabında ruhun yaşaması mümkün olabilir mi?
Demek ki kötü ahlak sevap ambarının deliğidir. Önce o deliği kapatmalı ki kulun ameller işleyerek o ambarı doldurması fayda versin. Aksi takdirde bir bakar ki, ibadetlerle doldurduğu salih amel sandığı bomboş… Meğer bunca zamandır kalbî hastalıkların yol açtığı çatlaklıklar yüzünden hepsini bir boşluğa dökmüş… Yıllarca biriktirilen ibadeti bir çırpıda silip süpürmek reva mıdır?
Allah -azze ve celle- kullarından, kendine karşı nasıl dürüst ve halis bir duruş ile kulluk yapmalarını istiyorsa, kulların birbirlerine karşı tutumlarında da aynı dürüstlük ve samimiyet ile birbirlerine muamele etmelerini istiyor.
Ebu Hureyre -radıyallahu anh- rivayet ediyor: Resulullah -aleyhisselatu vesselam-‘ın yanında:
"Falan kadın geceyi ibadetle geçirir, gündüzün oruç tutar, ama komşusuna eziyet eder" denildi. Allah’ın Resulü:
"O kadında hayır yoktur, o cehennemdedir" buyurdular.
"Falanca kadın da farz namazlarını kılar, farz orucunu tutar, yağı alınmış peyniri sadaka verir bunun dışında yaptığı pek bir şeyi yoktur ama kimseye eziyet etmez" dediler. Resulullah -aleyhisselatuvesselam- Efendimiz;
"O kadın cennettedir" buyurdular. (İmam Beyhaki, Buhari, Edebul mufred, Ahmed bin Hanbel)
Demek ki ibadeti ahlakına katkıda bulunmayan insanda hayır yoktur.
Elbette ibadetsiz olmaz ama ibadetin şeklî boyutu tek başına kalır da diğer kısmı yani ahlak boyutu
tarumar olursa, o şeklî ibadetin faydası olmaz.
Allah' ın zikriyle meşgul olan kalb, nefsi terbiye etmek için bir adım daha atmazsa, her şeyi kendinden zannederek, kendinden başkasını görmeyerek, bencillik girdabında boğulur, kibrin zilletinde alçalır, hasedin buhranında huzur bulamaz. Riyanın ikiyüzlü dünyasında nifaktan kurtulamaz. Gıybetin tatsızlığında hayattan lezzet alamaz. Çırpınıp durduğu yalanın dalgaları arasında emniyet sahiline erişemez.
Zikir kalbî kıvamı kemale erdirir, güzel ahlak ise imanın kuvvetinin tezahürüdür, yani imanın dışa yansıyan halidir. İbadet kalbe bakan taraf, ahlak da imana bakan yöndür... Şöyle ki; âyeti kerimede:
"Kalbler ancak Allahın zikriyle mutmain olur" buyrulmakta... Bu ayeti kerimenin yanında şu hadisi de hayatımıza nakşedersek hayat gerçek manasına ve gayesine kavuşmuş olur: "Mü'minler arasında imanca en kâmil olanı, ahlakça en güzel olanıdır. En hayırlınız da ailesine hayırlı olandır." (Tirmizî, Ebu Dâvud)
Demek ki sadece zikir ya da sadece ahlak yeterli değildir. İkisi birbirini tamamlayan ve kemale erdiren hallerdir. Biri olmazsa hayatta bir şey eksik kalır.
İbadet yapmak fazilettir, onu güzel ahlakla bir ömür boyu korumak ise faziletler üstü bir erdemdir. Hz. Câbir -radıyallâhu anh- anlatıyor: "Resûlullah -aleyhissalâtu vesselâm- buyurdular ki: "Bana en sevgili olanınız, kıyamet günü de bana mevkice en yakın bulunacak olanınız, ahlâkça en güzel olanlarınızdır. Bana en menfur olanınız, kıyamet günü de mevkice benden en uzak bulunacak olanınız, gevezeler, boşboğazlar ve yüksekten atanlardır." (Cemaatte bulunan bâzıları):
"Ey Allah'ın Resûlü! Yüksekten atanlar kimlerdir`?" diye sordular.
"Onlar mütekebbir (büyüklük taslayan) kimselerdir!" cevabını verdi." (Tirmizî, Birr)
Öyleyse Peygamber efendimizin duasında istediği gibi biz de Mevlamızdan güzel ahlak isteyelim. “Allah'ım. Yaratılışımızı güzel yaptığın gibi, ahlakımızı da güzelleştir.”
Kalblerimizi zikir, hayatımızı güzel ahlak ile güzelleştir. Resulünü terbiye ettiğin gibi bizleri de edeblerin en güzeliyle edeblendir. Bizi ayıplanacağımız her türlü çirkinliklerden uzak tutarak en yüksek olgunluğa eriştir. “Göz açıp kapayıncaya kadar dahi olsa bizi nefsimizle baş başa bırakma!” (Âmin.)
Muhammed Feyzullah Konevî
.: Günün Ayeti :. | .: Günün Hadis-i Şerf-i :. | .: Günün Sözü :. |
Şu An Yayında:
Yükleniyor...
DOST YURDU RADYO BURAYA TIKLAYIP YENİ BİR SAYFA AÇABİLİRSİNİZ |
Sitemiz En Güzel Crome Tarayıcıda Görünmektedir |
2013 yılında yayın hayatına giren sitemizde şu ilkeleri benimsedik:
1. Gâyemiz Allah rızası ve Yüce İslam dinine elimizden geldiğince hizmettir.
2. Hedef kitlemiz öncelikle çocuklar, tüm Müslüman kardeşlerimiz ve diğer insanlardır.
3. Dini oyunlar, ilahiler ve çeşitli etkinliklerle din derslerinin daha eğlenceli ve verimli geçmesi bir diğer hedefimizdir.
4. Sitemizdeki tüm içeriklere herkesin ücretsiz ve üyeliksiz ulaşması amaçlanmıştır.
5. Blogger üzerinden yayın yapan sitemiz asla reklama yer vermemeyi birinci yöntem olarak seçmiştir.
6. Kullandığımız tüm İslami bilgilerin sahih İslam kaynaklarına dayanmasına azami özen gösterilmektedir.
7. Sitede bulunan içeriklerde kullanıcılar tarafından sahih dini bilgilere ve insan haklarına aykırı görülen içerikler hemen silinecektir.
8. En büyük sermayemiz ve tek gelirimiz siz değerli dostların bir hayır duasıdır.
|
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır.
Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır.
” Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
|
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popüler Yayınlar
-
Aile saadetinin önemli bir konusu da eşlerin anne babalarına karşı olan vazifeleridir. Günümüzde bu ne yazık ki sancılı bir konu haline ge...
-
Bugün ümmet bilinci ve İslâm kardeşliğinin önündeki en büyük engellerden biri ırkçılık ve kavmiyetçiliktir. Bu zihniyetin tezâhürleri, baze...
-
Üç Aylar Orucu" nedir? Kandiller ne zaman ihya edilecek? 2025 Üç Aylar takvimi 2025 üç aylar ne zaman başlıyor? Diyanet İşleri Başkanl...
-
“İnsanı ‘Erkek’ ve ‘Kadın’ olarak birbirine örtü olacak şekilde yaratan Rabbimiz, eşleri birbirlerinde sükûn bulsunlar diye helal kılmıştı...
-
20 Adımda Hayırlı Bir Koca Olmak İyi bir eş olmak her evlilikte önemlidir. Evlilik tam anlamıyla bir ortaklık olmalıdır, iki kişinin de her ...
-
Akademik Akıl yazarlarından Prof. Dr. Nurettin Turgay‘ın köşe yazısı; Bir paylaşımda Yılmaz Güney’in şu ifadesini dinledim: “Delikanlıyı Üç...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum Yazma Kuralları !
1- Küfürlü, Sataşmacı, Spam veya Reklam İçeren Yorumlar Yapmamaya
2-Yaptığınız yorumun, yazıyla alakalı olmasına Spam veya Reklam İçeren Yorumlar olmamasına özen gösteriniz.
3- Her zaman nazik bir üslup kullanmaya dikkat ediniz.
4- Cevap yazma süresi değişiklik gösterebilir.
5- Yorumlarınız Yönetici Onayından Geçtikten Sonra Yayınlanacaktır.
6- Anlayışınız için TEŞEKKÜRLER..
Dost Yurdu Radyo