Eskiden evlerimizde misafir odası olursu, oturma odası olurdu. Çocuklar için ayrı bir oda olması pek adet değildi. Çocuklar küçükken yatak odasının bir köşesindeki beşikte yatardı, büyüyünce de oturma odasındaki çekyatta… Halen birçok ailede durum böyledir.
Öte yandan bilhassa yeni evlenen çiftler arasında çocuk odasını bir ihtiyaç gibi algılamanın hızla yaygınlaştığını görüyoruz. Hatta o cicili bicili çocuk odası takımları o kadar cezbediyor ki henüz bebek sahibi olmadan önce odanın birini çocuk odası olarak ayıranlar ve hatta döşeyenler görülüyor.
Elbette çocuk sahibi olmak anne babalar için çok önemlidir, çok özel bir tecrübedir. Ama sanki zamanımızda biraz abartılıyor ve asıl zemininden çıkarılıyor. Maddiyatçılık, görsellik, konfor düşkünlüğü, modern ve şık olma merakı çocuk sahibi olma anlayışımıza da yansıyor.
Öyle bebek odaları görüyorsunuz ki sanki o odada bebek bir teferruat. Asıl olan tasarımlı mobilyalar, kocaman oyuncak ayılar, canlı renkli süsler… İçinde yaşanan bir yerden çok, bir vitrin, bir tiyatro sahnesi gibi evler… Kadınlardaki bu şık mekan düşkünlüğü o raddeye geldi ki, neredeyse çocuk, sırf bu dekorasyonu tamamlayan bir öğe haline geldi!
Gerçekten bu odalar bebekler için mi yoksa annenin ev dekorasyon merakının ve tüketim alışkanlıklarının neticesi mi?
Gelin mobilya üreticileriyle tüketim düşkünü kadınların arasındaki bir meseleye dönüşmüş bu konuya bir de uzman gözüyle bakalım.
Bebekler için ayrı bir oda ne zaman gerekir? Ruh ve beden gelişimi için nasıl bir oda en uygunudur?
Bu konuları araştırdık ve psikologlarımızın görüşlerini derledik:
Bebekler İçin Oda Gerekmez
Pedagog Adem Güneşe göre bebekler için ilk iki yaş boyunca ayrı bir odaya ihtiyaç yok. Zaten bebekler kendileri için böyle bir oda döşendiğini algılayamazlar. Hatta büyüklerin kendi anlayışlarına göre yaptıkları süsler bebeği korkutabilir.
Ayrı odada yatmanın küçük bebekler için yalnızlıktan başka bir anlamı yok. İki yaşına kadar bebek için en uygunu anne babanın odasındaki bir beşikte yatması. Böylece bebek geceleri uyandığında anne hemen ilgilenip tekrar uykuya dalmasına yardımcı olabilir.
Bu şekilde bebek kendisini güvende hisseder. Hatta uykuya tekrar dalmakta güçlük çektiği anlarda annenin beden sıcaklığını duyacak kadar yakın olmasında bile fayda var.
İki yaşından sonra çocuklar ayrı odada yatmaya alıştırılmalı. Fakat çocuk odaları annenin göz zevki için değil, çocukların ihtiyacına göre döşenmeli.
Adem bey bunun için dikkat edilecek hususları şöyle sıralıyor:
1- Çocukların beşikleri hapis duygusu yaşatacak kadar yüksek parmaklıklarla çevrili olmamalı. Anneye ulaşmasına ve yaşama katılmasına engel olmayan bir yapıda olmalı. Çocuğun uyurken düşmeyeceği ama inmek istediğinde inebileceği bir yatak çok daha iyi olur.
2- Çocuk odalarında kızsa pembe erkekse mavi tonları tercih ediliyor. Oysa bu renkler insan psikolojisinde huzursuzluğa sebebiyet veriyor. Tercih edilecek olan renk, açık sarı gibi huzur veren bir renk olabilir.
3- Çocuk odaları düzenlenirken, süslemede aşırıya kaçılmamalı. Duvarlardaki resimler, süslemeler, yetişkin için anlamlı olsa da, çocuk tarafından anlamsızdır, dikkat dağınıklığı sürecini başlatır. Oda ne kadar sade olursa çocuklarda o kadar yüksek bir algı gücü oluşacağı unutulmamalı. Ayrıca kocaman oyuncak ayılar, pandalar büyükler için şirin görünse de geceleyin uyanan çocuk için ürkütücü olabilir. Beşiklerin üzerine sarkan cibinlik de çocuk için anlam veremediği bir daraltılmış alan hissini oluşturabilir. Kısacası çocuk odası ne kadar sade olursa çocuk ruh sağlığı açısından o kadar iyi olur.
4- Çocuk odasının aydınlatılması da yine çocuğun ihtiyacı düşünülerek ayarlanmalı. Tavandan sarkan ışığın direkt çocuğun gözüne gelmesi ihtimaline karşı yerden yukarı yönelmiş ayaklı ışıklar tercih edilmeli.
Buradan anlıyoruz ki, çocuk odası demek, mobilya üreticilerinin önümüze koyduğu kataloglardaki mobilya ve eşya dolu odalar demek değil.
Yedi Yaşında Yatağını Ayırın
Son zamanlarda sıkça şikayet konusu olan bir mesele de çocukların güzelim odalarını bırakıp anne babayla yatmak istemesi…
Çocukların ilk iki yaş boyunca anne sütü alması, sevgi görmesi, annenin çocuğuyla ilgilenmesi çok önemli. Böylece çocuk annesini yanında hissederek güven içinde büyüyor. Ama daha sonra çocuğun yavaş yavaş bağımsızlık duygusunu kazanması gerekiyor.
Psikologlar ilkokul çağına gelmiş ama hala anne babasının yatak odasında yatmak isteyen çocuklarda kişisel gelişim bozukluğu olabileceği konusunda uyarıyor.
Annesinden ayrı uyumak istemeyen erkek çocuklarda kendi benliğini ve cinsiyetini kazanma konusunda ciddi bir geri kalma hali görülebiliyor.
Pedagog Yasemin Eyüpoğlu çocukluğunda babasıyla sağlıklı rol model ilişkisini geliştirememiş ve annesine bağımlı büyümüş bir erkek çocuğun ergenlik sonunda erkekliği reddedebildiğini ve kızsal bir cinsiyet tutumu sergileyebildiğini söylüyor. Eyüpoğlu’na göre uzun süre anne ya da baba ile birlikte yatan kişiler de ileriki dönem eğitim hayatında, sosyal hayatta ve aile hayatında problemler yaşayabiliyor.
Peygamberimiz bir hadis-i şerifinde en geç yedi yaşından itibaren çocukların hem anne babayla hem birbiriyle yatakları ayrılması gerektiğini bildiriyor.
Çocuklar geceleri ayrı yatmak istemezse nasıl davranmalı?
Aile Danışmanı Fatma Taş, akıllı beyinin uykuya dalınca kontrolün artık bilinçaltına geçtiğini belirtiyor. Yani çocuk uykuya daldıktan sonra bedensel dürtüler devreye giriyor. Neredeyse çocuk ömür boyu anne rahmindeymiş gibi hissediyor. Bu güvenlik alanından çıkmak ve bireyselliğini kazanmak ona riskli göründükçe hep anne babasına sığınıyor. Bu tip çocuklarda özgüven sağlıklı bir şekilde oluşmuyor.
Bu sebeple Fatma Taş, çocukların altı aylıktan itibaren anne ve babasıyla aynı yatakta yatma adetinin ortadan kaldırılması gerektiğini söylüyor.
Bu durumda bebekler anne babanın odasında olsa bile ayrı bir yatakta yatmalı. Daha sonraki yıllarda da hasta ve huzursuz gecelerde annesini yanında istediği zaman anne onun odasına gitmeli, yakınındaki ayrı bir yatakta yatmalı. Bilhassa çocuklar büyüdükçe anne babanın mahremiyet alanına izin almadan girmemeyi öğrenmeli.
Pedagoglar çocukları ayrı odada yatmaya alıştırmak için bazı tavsiyelerde bulunuyorlar:
Küçük çocukların uykuya geçiş devresinde kendi kendini rahatlatma becerisi zayıftır. Bu sebeple yanında olup onu güvende hissettirmenize ihtiyaç duyabilir. İlk iki üç yaşına kadar onu yatağına yatırdığınızda yanına uzanıp, ona hafifçe dokunarak, okşayarak, yanında olduğunuzu hissettirebilirsiniz.
Çocuklar büyüdükçe kendi kendilerini oyalama ve rahatlatma becerileri kazanabilirler. Bunda zorlanıyorlarsa yardımcı olmak için başucuna oturup ona masal okuyabilirsiniz. Ama masal bittiğinde bırakıp gideceğinizi söyleyin.
Çocuklar geceleyin uykuları bölündüğünde yanınıza gelmek isteyebilirler. Hemen yanınıza almak yerine siz onun yanına gidin. Üstünü örtüp, öpüp okşayıp tatlı sözler söyleyerek bırakıp gelin.
Çocuğunuzun korkuları varsa kaynağını araştırın. Odası aşırı karanlık ise rahatlatıcı bir gece lambası edinin. Psikolojik durumunu etkileyen bir travma yaşadıysa bu konuyu çözmeye çalışın.
Çocuğunuz uykuda korkuyor veya kabus görmekten çekiniyorsa ona dua etmeyi öğretin. Siz de dua ederek onu rahatlatın. Adım adım ayrı odada yatmaya alıştırın.
Elbette bu durumun istisnaları da vardır. Çocuğunuz yeni bir kardeş geldiği için size düşkünleştiyse veya hastaysa, taşınma gibi bir sebeple odasına adaptasyon problemi yaşıyorsa bu konularda daha esnek davranılabilir.
Ailede bir kişinin vefatı, boşanma, aile içi şiddet gibi ağır bir travma yaşandıysa, öncelikle çocuğun yeniden huzurlu hissetmesi sağlanmalıdır. Bağımsızlığını kazanması daha sonraya ertelenebilir.
Eviniz Çocuğunuzdan Kıymetli Olmasın
Çocuğun bağımsızlığını kazanması için kendini güven içinde hissetmesi çok önemli. Bunun için çocukları uslu dursunlar diye korkutmamak, sevgiyi ve huzuru hissettirmek çok önemli. Bunun için de çocuğu, kişiliğiyle ve yaşının gereği davranışlarıyla beraber kabullenmek gerekiyor.
Günümüzde hanımlar, evlerin dekorasyonunu hemen her şeyin üstünde tutar hale geldi. Evin süsünü, şıklığını koruma adına çocuklar sürekli kısıtlanıyor, azarlanıyor. Hatta bizzat çocuk odaları bile çocukların kendilerini özgür ve rahat hissettirdikleri bir alan olamıyor.
Aslında buradan anlıyoruz ki, çocuk odasının gerçekten onun için faydalı olmasını istiyorsak ona rahat hareket edeceği, oyun oynayacağı boş bir alan bırakmak en iyisi.
Çocuk odalarındaki eşyaların pahalı, lüks ve şık olmasındansa kırılıp kirlendiğinde aldırış etmeyeceğimiz kadar ucuz ve basit olması çocuğu çok daha iyi hissettirecektir.
Bilhassa oyun çağındaki erkek çocukların odasında bir minder, birkaç yastıktan başka bir şey olmasa çok daha makbule geçer!
Öyleyse çocuğa değer vermek demek onun için çok para harcamak demek değildir. Aksine onu çocuksu özellikleriyle kabullenmek, şık eşyalar almaktan çok daha değerli bir armağandır.
Öyleyse çocuklarımıza birbiriyle uyumlu mobilyalarla dolu odalar değil huzurlu ve rahat hissedebildiği, gönlünce oynayabildiği odalar hazırlayalım. Hem bu onun kendi odasını benimseyip geceleri de huzurla uyumasına katkıda bulunabilir.
İslami Hayat
.: Günün Ayeti :. | .: Günün Hadis-i Şerf-i :. | .: Günün Sözü :. |
Şu An Yayında:
Yükleniyor...
DOST YURDU RADYO BURAYA TIKLAYIP YENİ BİR SAYFA AÇABİLİRSİNİZ |
Sitemiz En Güzel Crome Tarayıcıda Görünmektedir |
2013 yılında yayın hayatına giren sitemizde şu ilkeleri benimsedik:
1. Gâyemiz Allah rızası ve Yüce İslam dinine elimizden geldiğince hizmettir.
2. Hedef kitlemiz öncelikle çocuklar, tüm Müslüman kardeşlerimiz ve diğer insanlardır.
3. Dini oyunlar, ilahiler ve çeşitli etkinliklerle din derslerinin daha eğlenceli ve verimli geçmesi bir diğer hedefimizdir.
4. Sitemizdeki tüm içeriklere herkesin ücretsiz ve üyeliksiz ulaşması amaçlanmıştır.
5. Blogger üzerinden yayın yapan sitemiz asla reklama yer vermemeyi birinci yöntem olarak seçmiştir.
6. Kullandığımız tüm İslami bilgilerin sahih İslam kaynaklarına dayanmasına azami özen gösterilmektedir.
7. Sitede bulunan içeriklerde kullanıcılar tarafından sahih dini bilgilere ve insan haklarına aykırı görülen içerikler hemen silinecektir.
8. En büyük sermayemiz ve tek gelirimiz siz değerli dostların bir hayır duasıdır.
|
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır.
Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır.
” Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
|
27 Aralık 2013 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popüler Yayınlar
-
Aile saadetinin önemli bir konusu da eşlerin anne babalarına karşı olan vazifeleridir. Günümüzde bu ne yazık ki sancılı bir konu haline ge...
-
Bugün ümmet bilinci ve İslâm kardeşliğinin önündeki en büyük engellerden biri ırkçılık ve kavmiyetçiliktir. Bu zihniyetin tezâhürleri, baze...
-
“İnsanı ‘Erkek’ ve ‘Kadın’ olarak birbirine örtü olacak şekilde yaratan Rabbimiz, eşleri birbirlerinde sükûn bulsunlar diye helal kılmıştı...
-
Üç Aylar Orucu" nedir? Kandiller ne zaman ihya edilecek? 2025 Üç Aylar takvimi 2025 üç aylar ne zaman başlıyor? Diyanet İşleri Başkanl...
-
Akademik Akıl yazarlarından Prof. Dr. Nurettin Turgay‘ın köşe yazısı; Bir paylaşımda Yılmaz Güney’in şu ifadesini dinledim: “Delikanlıyı Üç...
-
20 Adımda Hayırlı Bir Koca Olmak İyi bir eş olmak her evlilikte önemlidir. Evlilik tam anlamıyla bir ortaklık olmalıdır, iki kişinin de her ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum Yazma Kuralları !
1- Küfürlü, Sataşmacı, Spam veya Reklam İçeren Yorumlar Yapmamaya
2-Yaptığınız yorumun, yazıyla alakalı olmasına Spam veya Reklam İçeren Yorumlar olmamasına özen gösteriniz.
3- Her zaman nazik bir üslup kullanmaya dikkat ediniz.
4- Cevap yazma süresi değişiklik gösterebilir.
5- Yorumlarınız Yönetici Onayından Geçtikten Sonra Yayınlanacaktır.
6- Anlayışınız için TEŞEKKÜRLER..
Dost Yurdu Radyo