İnsanların eş adayını tespit ederken bütün dünyada kullanmış olduğu iki ayrı usul vardır: Bunlardan eski olanı eş adayını anne babanın belirlediği görücü usulüdür. Sonrada ortaya çıkan usulde ise seçim tam tersine evlenecek kişinin kendisine bırakılmaktadır.
Şimdilerde halkımız bu iki usulün karışımı bir usulü de uygulamaktadır. Gençler ailenin veya arkadaşların tanıştırdığı kişiyle evlilik öncesinde ileride birbirlerine uygun eş olup olamayacaklarını anlayabilmek düşüncesiyle oturup konuşmaktadırlar. Bazen de ailelerin haberi olmadan ciddi bir şekilde evliliği görüşmektedirler.
Son zamanlarda gençlerin müstakbel eşlerini belirlerken büyük bir kafa karışıklığı içerisinde olduğunu görmekteyiz, maalesef. Hem de yukarıda saymış olduğumuz usullerden hangisiyle eş adayını belirlerse belirlesin…
Bu hususta oturup konuştuğumuz birçok bekar genç, kendi kafalarında evliliğin ve eşin ne olduğu hususunda çarpık düşüncelerle yola çıkmaktadırlar. Bazıları “Ben evleneceğim insanın sosyal becerisine bakarım” veya “Sürekli kendisinden elektrik alacağım birini arıyorum,” gibi ne aradığını kendisinin bile izah etmekte zorlandığı ölçütlerle hayat arkadaşını belirlemeye çalışmaktadır.
Bazıları da eş adayında beklediği özellikleri sayarken sarışın, yeşil gözlü, öğretmen gibi birçok sıfatı arka arkaya sıralayıp oluşturduğu listeye göre eş bulmaya kalkarak meseleyi daha içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Böylece en büyük doğrulardan bir tanesi olan evliliği bu kadar yanlış yaklaşımlarla tesis etmeye çalışmaktadır. Elbette bu yanlış yaklaşımlar, evlilik sonrasında birçok probleme davetiye çıkarabilmektedirler.
Eş adayını tespit etme adına sahip olunan kıstaslar evliliğe bakış açısını da yansıtır. Evlilik deyince insanlar ne anlıyorsa ona uygun adayın peşinden koşarlar. Bu hususta adres karmaşası içerisinde olan yeni nesil, aradığı özelliklere sahip olan insanı bulamadığında yaşının kaça geldiğine bakmadan beklemeyi tercih edebilmektedir. Yaşı otuzlara gelen genç kız ve delikanlıların “yüzde yüz istemiş olduğum adayı bulmadan evlenmeyeceğim” diye diretmeleri geleceğimiz adına ürkütücüdür.
Bu gençlerin durumu, elmasın ne olduğunu bilmeden arama yapan bir madenciye benzemektedir ki, bu adamın yıllarca içinde bulunduğu madende kazma sallasa bile maksuduna ulaşamayacağı ortadadır. Çünkü bu sırada bulduğu hakiki elmasları sanki değersiz cam parçalarıymış gibi elinin tersiyle itecek, hayalindeki elması bulabilme adına yıllarca enerjisini, servetini ve ömrünü tüketecektir. Belki bir kısım değersiz taşları elmas zannedecek ancak kuyumcuya götürdüğü vakit hayal kırıklığına uğrayacaktır. Ne yazık ki bu hayal kırıklığı yıllardır sarf etmiş olduğu zamanı ve emeği de geri getiremeyecektir.
Kalıcı Değerleri Aramalı
Ailevi problemleri çözebilme adına bana göre ilk atılması gereken adım balığın baştan kokmasına izin vermemek prensibiyle gençlerin doğru eş adayını kim olması gerektiğini öğrenebileceği eğitimlerden geçirmek olmalıdır. Bu konu gençlerin heva ve hevesine bırakılmayacak kadar önemlidir. Öyle ki evliliğin temelleri doğru eşin seçilmesiyle atılır. Yanlış eş seçimi, temeli çürük ev gibidir. Zamanla duvarların üzerine yüklediğiniz kirişleri taşıyamaz hale gelir. Böyle bir yuva fırtınalara göğüs geremez. Bazen basit yağmurlar bile bu yuvanın yerle bir olmasına sebep olabilir.
Bu sebeple eş seçiminde doğru ve yanlış kıstasların önceden bilinmesi çok önemlidir. Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam, çağlar boyunca insanların eş adaylarında aradıkları doğru ve yanlış vasıfları ve doğru vasfın hangisi olması gerektiğini bir hadis-i şerifinde şöyle beyan etmiştir: “Kadın (ekseriyetle) dört şey için nikahlanır: Güzelliği, malı, soyu ve dindarlığı. Sen dindar olanı seç… " (Buharî, Nikah, 15)
Hadis, kısa ama şümullü bir hadistir. Oldukça kapsamlı bir hususu net ifadelerle özetlemiş ve önemli bir problemin çözümüne ışık tutmuştur. “Evlenmek istediğiniz insanlarda sizi cezbeden şey illaki şu dört özellikten birisidir: Eş adayınız diğer adaylardan ya beden güzelliğiyle ön plana çıkmıştır, ya zenginliğiyle, ya şanı, şerefi yani mensup olduğu ailenin bilinirliğiyle ya da inanç, ibadet ve ahlak güzelliğiyle. Siz bunlardan hangisiyle karar vereceğim diye ikilemde kaldığınız vakit hiç düşünmeden inancı, ibadeti ve ahlakının güzelliğiyle ön planda olanı seçiniz.
Hadisin kadının nikâhlanmasından bahsetmesi mevzuyu sadece erkeklere mahsus hale getirmez, erkeklerin evlenme teklifini kabul eden bayanlar için de mesele aynı dersi verecek mahiyettedir.
Dikkat edilirse bir evliliğin olmazsa olmaz unsurlarından olan ahlaki erdemler hadiste zikredilmemiştir, çünkü ahlak güzelliği din çatısı altında inanç ve ibadetle bir bütün olarak kabul edilmiştir. Din; inanç, ibadet ve ahlak olmak üzere üç kısımdan oluşur. Hadiste dini güzel olanı tercih edin derken Allah’a imanı gereği ahirette hesap vereceği inancına sahip olan, Allah’a karşı sorumluluklarını yerine getiren ve ahlaki erdemlere sahip olan insan kast edilmektedir.
Hadisi duyan bir insan, sosyal bilimlere vakıf olmasa bile hadiste tavsiye edilen dindar eşin, gelip geçici beden güzelliği, mal varlığı ve şöhrete mukabil daha kalıcı olan ahlak güzelliğine sahip olduğunu hemen anlar. Zamanın yıpratıcılığı hiçbir şeyi olduğu gibi bırakmamaktadır. Güzellik, zenginlik ve şöhret gibi hususlar başlangıçtaki seviyesini koruyamayabilir. Bunlar tükendiğinde evli olmalarının herhangi bir manasının kalmadığını düşünebilirler. Ama imani ve ahlaki erdemler zamanla eksilmediği gibi tam tersine nemalanmakta yani artmaktadırlar.
Hadis üzerine düşünen, sosyal bilimlere biraz vakıf olan insanlar ise bu hadiste işaret edilen şu hususu da göreceklerdir. Güzellik, zenginlik, şöhret gibi gelip geçici ama çekici hususlar, evlilik esnasında birer imtihan vesilesi de olabilirler. Eşi ile güzelliği için evlenmiş bir kişi zamanla başkalarının da bu güzelliğin peşinde olduğunu veya eşinin güzelliğiyle gururlanıp eşini kendine layık bulmadığını hissederek ruhunda devamlı bir huzursuzluk duyabilmektedir. Eşinin zenginliği ve sahip olduğu şöhretin büyüklüğünden dolayı evlenmiş kişiler ise eşleriyle aralarında denkliğin olmamasından dolayı huzursuz olabilecektir. Çünkü eşinin ailesi ve çevresinden hak etmediği bir değeri elde etmiş insan muamelesi görebilecektir. Böylece birer övünç vesilesi olmaktan başka bir şey olmayan güzellik, zenginlik ve şöhret, eşlerin birbirini yıpratma vasıtasına dönüşebilecektir.
Evliliğin Koruyucu Kalkanı
Sosyal bilimlere iyi seviyede vakıf olan insanlar hadis-i şerif üzerinde düşününce ayrıca şunu da görürler. Özellikle yaşamış olduğumuz çağ evlilik hayatımızın büyük tehlike ve tehditlerle çepeçevre kuşatıldığı bir zaman dilimidir. Aile kurumu modern çağda hiçbir dönemde olmadığı kadar çok düşmanla çevrili ve korunmasızdır. Artık ailenin kaliteli hale getirilmesi kadar, koruyucu kalkanların daha aile kurulurken oluşturulması çok önemli hale gelmiştir. Hadiste tercih edilmesi tavsiye edilen din güzelliği ise evlilikte hem kaliteyi yükselten hem de evliliği koruyucu kalkanlarla donatan bir vasıta hükmündedir.
Çünkü kişinin Yüce Yaratıcı’ya karşı olan sorumluluk bilinci, ailesine karşı da sorumluluklarını hayata geçirmesine yani haddi aşmamasına yardımcı olacaktır. Ahiret inancına sahip bir insan, bu dünyadaki davranışlarla ebedi hayattaki dünyasını inşa edeceğini bilerek eşine karşı davranışlarında hesap duygusu çerçevesinde dengeli davranış sergilemeye gayret eder.
Bu konu o kadar önemlidir ki Allah Resulü bu konuyu sadece yukarıdaki hadisle değil farklı hadislerle de sık sık vurgulamış, evliliğin daha baştan sağlam olması adına tembihte bulunmuştur. Farklı hadislerde saliha eşin “şu dünyada kendisine sevdirilen üç şeyden bir tanesi olduğunu” (Nesâî, İşretu'n-Nisâ 1) söylemiş, saadetin “üç temel unsurundan bir tanesinin saliha eş olduğunu” (Ahmed ibn-i Hanbel 1/168) bizlere önemle vurgulamıştır.
Günümüz gençleri unutulmamalıdır ki seçmiş olduğumuz eş dünyevi hayatımızda bizim yol arkadaşımız olduğu gibi ahirette de bizim ebediyet arkadaşımız olacaktır. Dolayısıyla sürekli kendisini tüketen, kararında kalmayan değerlere bakarak eş seçimi yapmak bu kadar önemli bir adımda oldukça bilinçsiz davranmaktır.
Arif Özutku
.: Günün Ayeti :. | .: Günün Hadis-i Şerf-i :. | .: Günün Sözü :. |
Şu An Yayında:
Yükleniyor...
DOST YURDU RADYO BURAYA TIKLAYIP YENİ BİR SAYFA AÇABİLİRSİNİZ |
Sitemiz En Güzel Crome Tarayıcıda Görünmektedir |
2013 yılında yayın hayatına giren sitemizde şu ilkeleri benimsedik:
1. Gâyemiz Allah rızası ve Yüce İslam dinine elimizden geldiğince hizmettir.
2. Hedef kitlemiz öncelikle çocuklar, tüm Müslüman kardeşlerimiz ve diğer insanlardır.
3. Dini oyunlar, ilahiler ve çeşitli etkinliklerle din derslerinin daha eğlenceli ve verimli geçmesi bir diğer hedefimizdir.
4. Sitemizdeki tüm içeriklere herkesin ücretsiz ve üyeliksiz ulaşması amaçlanmıştır.
5. Blogger üzerinden yayın yapan sitemiz asla reklama yer vermemeyi birinci yöntem olarak seçmiştir.
6. Kullandığımız tüm İslami bilgilerin sahih İslam kaynaklarına dayanmasına azami özen gösterilmektedir.
7. Sitede bulunan içeriklerde kullanıcılar tarafından sahih dini bilgilere ve insan haklarına aykırı görülen içerikler hemen silinecektir.
8. En büyük sermayemiz ve tek gelirimiz siz değerli dostların bir hayır duasıdır.
|
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır.
Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır.
” Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
|
18 Eylül 2013 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popüler Yayınlar
-
Aile saadetinin önemli bir konusu da eşlerin anne babalarına karşı olan vazifeleridir. Günümüzde bu ne yazık ki sancılı bir konu haline ge...
-
Bugün ümmet bilinci ve İslâm kardeşliğinin önündeki en büyük engellerden biri ırkçılık ve kavmiyetçiliktir. Bu zihniyetin tezâhürleri, baze...
-
Üç Aylar Orucu" nedir? Kandiller ne zaman ihya edilecek? 2025 Üç Aylar takvimi 2025 üç aylar ne zaman başlıyor? Diyanet İşleri Başkanl...
-
“İnsanı ‘Erkek’ ve ‘Kadın’ olarak birbirine örtü olacak şekilde yaratan Rabbimiz, eşleri birbirlerinde sükûn bulsunlar diye helal kılmıştı...
-
20 Adımda Hayırlı Bir Koca Olmak İyi bir eş olmak her evlilikte önemlidir. Evlilik tam anlamıyla bir ortaklık olmalıdır, iki kişinin de her ...
-
Akademik Akıl yazarlarından Prof. Dr. Nurettin Turgay‘ın köşe yazısı; Bir paylaşımda Yılmaz Güney’in şu ifadesini dinledim: “Delikanlıyı Üç...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum Yazma Kuralları !
1- Küfürlü, Sataşmacı, Spam veya Reklam İçeren Yorumlar Yapmamaya
2-Yaptığınız yorumun, yazıyla alakalı olmasına Spam veya Reklam İçeren Yorumlar olmamasına özen gösteriniz.
3- Her zaman nazik bir üslup kullanmaya dikkat ediniz.
4- Cevap yazma süresi değişiklik gösterebilir.
5- Yorumlarınız Yönetici Onayından Geçtikten Sonra Yayınlanacaktır.
6- Anlayışınız için TEŞEKKÜRLER..
Dost Yurdu Radyo