.: Günün Ayeti :. .: Günün Hadis-i Şerf-i :. .: Günün Sözü :.
     
Şu An Yayında: Yükleniyor...
Winamp, iTunes Windows Media Player Real Player QuickTime Stream Proxy
Dost Yurdu Radyo,İslami Radyo,dini radyo,ilahiler,ezgiler,sohbetler,canlı radyo, dini radyo, dursun ali erzincanlı, abdurrahman önül,eşref ziya,en güzel ilahiler, ezgiler, ilahi dinle, islam, islam radyoları, islami radyo, marşlar, online ilahi dinle, radyo, radyo islam, şiirler, ,canlı radyo, dini radyo, dursun ali erzincanlı, en güzel ilahiler, ezgiler, ilahi dinle, islam, islam radyoları, islami radyo, marşlar, online ilahi dinle, radyo, radyo islam, şiirler, ümmetin sesi,,Dini Radyolar,Radyo Dinle, Canlı Radyo, İlahi Nefesler, İlahiler, İlahi,En güzel ilahilerin yer aldığı çalma listemizden müzikli ve müziksiz ilahi dinleyebilirsiniz,ilahi Radyo Canlı Dinle, güncel yayını ,bedava mobil ilahi Radyo, Kesintisiz Dinle ,online ilahiRadyo internetten dinleme ,müzik , sitene ekle, Türk radyolarının en çok dinlenen ilahileri bu listelerde,Farklı isimlerden ilahiler,Meydân-ı Aşk,Ateş-i Aşk,Aldanma Dünya Varına,Taştı Rahmet Deryası,Tasavvuf Müziği,Allah Diyelim Daim,İlahilerden Seçmeler,7/24 Dinle .

.: DUYURULAR :.


.: Flatcast Radyoları Kapatılmıştır Yeni Sistem Chat Sayfamıza Canlı Yayına Tıklayıp Girebilirsiniz:. Lütfen Canlı Yayın Resmine Tıklayınız

.: KURALLAR :.


.: Lütfen Okuduğumuz Yazılara
Yorum Yapalım Tavsiye Edelim
Dostlarımızın Arkadaşlarımızın
Okumalarını Sağlayalım:.


DOST YURDU RADYO      BURAYA TIKLAYIP YENİ BİR SAYFA AÇABİLİRSİNİZ
Sitemiz En Güzel Crome Tarayıcıda Görünmektedir
             
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
2013 yılında yayın hayatına giren sitemizde şu ilkeleri benimsedik:

1. Gâyemiz Allah rızası ve Yüce İslam dinine elimizden geldiğince hizmettir.
2. Hedef kitlemiz öncelikle çocuklar, tüm Müslüman kardeşlerimiz ve diğer insanlardır.
3. Dini oyunlar, ilahiler ve çeşitli etkinliklerle din derslerinin daha eğlenceli ve verimli geçmesi bir diğer hedefimizdir.
4. Sitemizdeki tüm içeriklere herkesin ücretsiz ve üyeliksiz ulaşması amaçlanmıştır.
5. Blogger üzerinden yayın yapan sitemiz asla reklama yer vermemeyi birinci yöntem olarak seçmiştir.
6. Kullandığımız tüm İslami bilgilerin sahih İslam kaynaklarına dayanmasına azami özen gösterilmektedir.
7. Sitede bulunan içeriklerde kullanıcılar tarafından sahih dini bilgilere ve insan haklarına aykırı görülen içerikler hemen silinecektir.
8. En büyük sermayemiz ve tek gelirimiz siz değerli dostların bir hayır duasıdır.
Hadis-i şerifte: "Kim ümmetime dini işlerine dair kırk hadis hıfzediverirse, Allah Teâlâ onu alimler zümresinde haşreder.... Ben de kıyamet gününde ona şahid ve şefaatçi olurum" buyurulmuştur. 1- Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. (Buhârî, İ lm, 12; Müslim, Cihâd, 6.) 2- İslâm, güzel ahlâktır. (Kenzü'l-Ummâl, 3/17, HadisNo: 5225) 3- İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez. (Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16) 4- Nerede olursan ol Allah'a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran. (Tirmizî, Birr, 55) 5- Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir. (Tirmizî, İlm, 14.) 6- Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz. (Mümin, iki defa aynı yanılgıya düşmez) (Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.) 7- Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur. (Taberânî, el-Mu'cemü'l-Evsat, 1/275; Beyhakî,.) 8- İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (Allah'tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır. (Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58). 9- Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. (Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.) 10- (Mümin) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme. (Tirmizî, Birr, 58.) 11- İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür. (Buhârî, Enbiyâ, 54; EbuDâvûd, Edeb, 6. ) 12- (Allah Rasûlü) “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk. O da; “Allah'a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi. (Müslim, İ mân, 95 ) 13- Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir. (Müslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248.) 14- İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz. (Tirmizî , Fedâilü'l-Cihâd, 12.) 15- Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur. (İbn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta', Akdıye, 31.) 16- Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü'min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz. (Buhârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71.) 17- Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter. (Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.) 18- İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız. (Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu'l-Kıyâme, 56.) 19- İşçiye ücretini, (alnının) teri kurumadan veriniz. (İbn Mâce, Ruhûn, 4 .) 20- Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin, yöneticilerinize itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz. (Tirmizî, Cum'a, 80.) 21- Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır. (Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103, 104.) 22- ( Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır. (Tirmizî, Birr, 36.) 23- Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar. (Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9; Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.) 24- Allah'ın rızası, anne ve babanın rızasındadır. Allah'ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir. (Tirmizî, Birr, 3.) 25- Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir: Mazlumun duası, misafirin duası ve babanın evladına duası. (İbn Mâce, Dua, 11.) 26- Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez. (Tirmizî, Birr, 33.) 27- Peygamberimiz işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: “ Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte böyle yanyanayız” buyurmuştur. (Buhârî, Talâk, 25, Edeb, 24; Müslim, Zühd, 42.) 28- Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir. (Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66) 29- Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır. (Tirmizî, Radâ', 11; ‹bn Mâce, Nikâh, 50. Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66.) 30- Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki; ben ( Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim. (Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140, 141) 31- Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah'ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz. (Buhârî, Edeb, 57, 58.) 32- (İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden kaçının. Onlar nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine: Allah'a şirk koşmak, sihir, Allah'ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu. (Buhârî, Vasâyâ, 23, Tıbb, 48; Müslim, Îmân, 144) 33- Allah'a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah'a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun. (Buhârî, Edeb, 31, 85; Müslim, Îmân, 74, 75) 34- Söz taşıyanlar (cezalarını çekmeden yada affedilmedikçe) cennete giremezler. (Müslim, Îmân, 168; Tirmizî, Birr, 79.) 35- Dul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden veya gündüzleri (nafile) oruç tutup, gecelerini (nafile) ibadetle geçiren kimse gibidir. (Buhârî, Nafakât, 1; Müslim, Zühd, 41; Tirmizî, Birr, 44; Nesâî, Zekât, 78) 36- Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir. (Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.) 37- İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir. (Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107.) 38- Mü'minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O'nun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur. (Müslim, Zühd, 64; Dârim”, Rikâk, 61.) 39- Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır. (Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10.) 40- Bizi aldatan bizden değildir. (Müslim, Îmân, 164.)

3 Mayıs 2014 Cumartesi

Peygamberimizin Sofrası

İnsan, sevdiğine elden geldiği kadar her hususta benzemek ister. Biz de bu sayımızda Kutlu doğum vesilesiyle, Peygamberimizin yeme içme ve sofra adabı hususundaki sünnetlerini bir kez daha hatırlamak istiyoruz.

1- Peygamberimiz kendisine yüksek sofralar kurdurup, yaslanarak, uzun uzun yemek yemezdi. Yer örtüsü üzerinde oturarak yemeğini yerdi. Hz. Enes radıyallahu anhu şöyle demiştir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hıvan (ayaklı sofralar) üzerinde ufak ve ayrı tabaklarda yemek yemediler. Kepeği unundan iyice ayrılmış has ekmek -veya yufka ekmeği- de yemediler.” (Buhârî, Et’ıme: 7)

 Bir keresinde Rasûlullah şöyle buyurmuştu: “Ben bir yere yaslanarak yemek yemem.” (Ebu Dâvûd, Etıme: 16; Dârimî, Etıme: 31)

2- Allah Resulü helal olduktan sonra sofraya geleni reddetmez, sofrada olmayanı hazırlattırmazdı. Kendisinin yemek istemediği bir yemeği kötülemez, başkalarının iştahını kaçırmazdı.

3- Çoğu zaman öğün vakti geldiği halde evinde yemek olmazdı. O zaman “Ben oruçluyum” derdi. Kıtlık zamanlarında açlıktan karnına taş bağladığı olmuştu. Çoğu zaman bulabildiği gıda maddesi, Medine’de bolca yetiştiği için hurma idi.

4- Hurmadan başka yiyecek bulmakta zorlandıkları için sahabe bazen şikâyet eder “Hurma yemekten içimiz yandı” derlerdi. Ama Allah Resulü şikayet etmez, hurmayı bostanda yetişen sebze ve meyvelerle beraber yemelerini söylerdi. “Hurmayı karpuzla beraber yiyoruz, birinin hararetini diğerinin soğukluğu ile gideriyoruz.” Buyuruyordu. (Ebû Dâvud, Et’ıme 45)

5- Bazı hurma çeşitlerini daha çok sever ve överek halkın kıymetini bilmesini teşvik ederdi. Ashab-ı kiram, ilk olgunlaşan turfanda meyveyi kendisine getirir, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem de onu alır; “Allahım! Meyvelerimizi ve şehrimizi bereketlendir, ölçü ve tartımıza bereket üstüne bereket ver.” diye dua eder ve huzurunda bulunan en küçük çocuğa meyveyi ikram ederdi. (İbn Mâce, Et’ıme 39) Medine’de yetişen acve hurması hakkında: “Acve, hurması cennet yemişlerindendir.” (Tirmizî, Tıbb 22) buyurmuştur.

 Kendisini ziyarete gelen bir kabileye de yakın alaka gösterip, ürünleri hakkında sohbet etmiş, “Sizin hurmalarınızdan en iyisi barnî cinsi hurmadır” buyurmuştu. Bu yüzden ashabı kendisine bu cins hurmadan hediye getirirlerdi. (Buhârî, Vekâle 11)

 Yiyecekleri lezzet için değil, tasarruflu olacak şekilde yemeyi tavsiye ederdi. Mesela ekmek yaparken unu eleyip has ekmek yapmak, eti kızartarak kebap yapmak usulünü tercih etmezdi. (Buharî, Et'ime 22, 10) Ekmeği kepekli olarak yaptırır, eti suyla haşlattırıp tirit yaptırırdı.

Et haşlarken suyunu fazla koymayı, komşuya bir çorbalık vermeyi emrederdi. (İbn Mâce, Etıme: 58)
6- Peygamberimiz çeşitli vesilelerde deve, koyun ve tavuk eti, toy kuşu eti, av hayvanlarının helal olanlarının etlerini ve deniz hayvanlarını yemiştir.

 En sevdiği et, koyunun ön budunun etiydi. (İbn Mâce, Etıme: 28) Fakat eline nadiren geçerdi, geçtiği zaman paylaşırdı. Peygamberimizin dört kişinin taşıyabildiği bir kazanı vardı. Onunla yemek yaptırır, suffe ehline ikram ederdi. Onlarla beraber sofraya sığmak için tek dizini kaldırıp tek dizi üstünde otururdu.

7- Eti sevdiği halde yemeklerin içinden etlerini tercih etmez, sebzeleri tercih ederdi. Kendisine ikram edilen etli kabak yemeğinin kabaklarını tercih etmişti. (İbn Mâce, Etıme: 26) Sebze yemeklerini teşvik eder, “Çömlek yemeği yaptığınız zaman kabağını bol koyun” buyururdu. Sebebini açıklarken “Onunla biz yemeklerimizi çoğaltırız.” buyurmuştu.

 Ayrıca kabağın şifasını da açıklamıştır. Bir keresinde de sahabesine kendisine getirilmiş ayvayı uzatmış: “Talha, al bunu. Ayva, kalbi rahatlatır, güçlendirir” buyurmuştur. (İbn Mâce, Et’ıme 61) Yemekleri lezzet için değil faydası için yemek gereğine işaret ederdi.

8- Birbirini dengeleyen yiyecekleri bir arada yemek dışında, kuvvetli gıdaları bir arada yememiştir. Bu sebeple Hz. Ali’ye faluzec ikram edildiği zaman (tereyağı, bal ile sütten yapılan tatlı) yememiştir. Hz. Ömer, oğlunun evinde et yemeğine yağ ilave edilmesini hoş görmemiş, elini yemekten çekmiştir. Bununla beraber Peygamberimizin helva yediği rivayet edilmiştir. (İbn Mâce, Etıme: 36)

9- Peygamberimiz az yemeği teşvik etmiş, “İnsanoğlunun doldurduğu en kötü kap midesidir.” buyurarak tokluğu kötülemiştir. (Tirmizî, Zühd 47) Bununla beraber herkes kalkmadan sofrayı terk etmemeyi, sofradan elini çekerek arkadaşını mahcup etmemeyi, lokmaları yavaş yavaş çiğneyerek, sofra arkadaşlarına eşlik etmeyi emretmiştir.

 Çünkü büyüme çağında olan, hamile, emzikli olan veya bedenen çalışan insanların daha fazla yemeğe ihtiyaçları olabileceği için, onların doymadan kalkmasına sebep olmamalıdır. (İbn Mâce, Etıme: 26)



10- Peygamberimiz birlikte yemeği emreder, çocuk ve gençlere sofra adabını öğretirdi. Bir keresinde Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem himayesi altındaki yetim üveyoğlu Ömer bin Ebu Seleme’ye: “Yaklaş bismillah de sağ elinle ve önünden ye” buyurdular. (Dârimî, Etıme: 9)

11- Sofradan sonra hamd eder, sofra sahibine dua ederdi. “Allah, bir şey yeyip içtikten sonra kendisine hamdeden kimseden razı olur.” (Müslim, Zikir Dua: 24) buyurmuştur.

12- Peygamberimizin ekmeğine katık etmek için sıcak yemek aramaz, sirke, süt, zeytinyağı, ezilmiş hurma gibi şeylerle ekmeğini ıslatıp yumuşatarak yerdi. “Zeytinyağını yiyiniz ve sürününüz çünkü o bereketli bir ağaçtandır.” (İbn Mâce, Et’ıme: 34) buyururdu.

 Kendisine ikram etmek için sirkeden başka katık bulamamış olan amcakızı Ümmü Haninin gönlünü almak için, “Sirke ne iyi katıktır” buyurmuş, ekmeğini sirkeye banıp iştahla yemiştir. (İbn Mâce, Etıme: 33) Halbuki o gün Mekkeyi fethetmişti. Şehri yağmalatıp şölenler tertipleyebilirdi. Ama onun dünyaya meyli yoktu.

İslami Hayat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum Yazma Kuralları !

1- Küfürlü, Sataşmacı, Spam veya Reklam İçeren Yorumlar Yapmamaya

2-Yaptığınız yorumun, yazıyla alakalı olmasına Spam veya Reklam İçeren Yorumlar olmamasına özen gösteriniz.

3- Her zaman nazik bir üslup kullanmaya dikkat ediniz.

4- Cevap yazma süresi değişiklik gösterebilir.

5- Yorumlarınız Yönetici Onayından Geçtikten Sonra Yayınlanacaktır.

6- Anlayışınız için TEŞEKKÜRLER..

Dost Yurdu Radyo