.: Günün Ayeti :. .: Günün Hadis-i Şerf-i :. .: Günün Sözü :.
     
Şu An Yayında: Yükleniyor...
Winamp, iTunes Windows Media Player Real Player QuickTime Stream Proxy
Dost Yurdu Radyo,İslami Radyo,dini radyo,ilahiler,ezgiler,sohbetler,canlı radyo, dini radyo, dursun ali erzincanlı, abdurrahman önül,eşref ziya,en güzel ilahiler, ezgiler, ilahi dinle, islam, islam radyoları, islami radyo, marşlar, online ilahi dinle, radyo, radyo islam, şiirler, ,canlı radyo, dini radyo, dursun ali erzincanlı, en güzel ilahiler, ezgiler, ilahi dinle, islam, islam radyoları, islami radyo, marşlar, online ilahi dinle, radyo, radyo islam, şiirler, ümmetin sesi,,Dini Radyolar,Radyo Dinle, Canlı Radyo, İlahi Nefesler, İlahiler, İlahi,En güzel ilahilerin yer aldığı çalma listemizden müzikli ve müziksiz ilahi dinleyebilirsiniz,ilahi Radyo Canlı Dinle, güncel yayını ,bedava mobil ilahi Radyo, Kesintisiz Dinle ,online ilahiRadyo internetten dinleme ,müzik , sitene ekle, Türk radyolarının en çok dinlenen ilahileri bu listelerde,Farklı isimlerden ilahiler,Meydân-ı Aşk,Ateş-i Aşk,Aldanma Dünya Varına,Taştı Rahmet Deryası,Tasavvuf Müziği,Allah Diyelim Daim,İlahilerden Seçmeler,7/24 Dinle .

.: DUYURULAR :.


.: Flatcast Radyoları Kapatılmıştır Yeni Sistem Chat Sayfamıza Canlı Yayına Tıklayıp Girebilirsiniz:. Lütfen Canlı Yayın Resmine Tıklayınız

.: KURALLAR :.


.: Lütfen Okuduğumuz Yazılara
Yorum Yapalım Tavsiye Edelim
Dostlarımızın Arkadaşlarımızın
Okumalarını Sağlayalım:.


DOST YURDU RADYO      BURAYA TIKLAYIP YENİ BİR SAYFA AÇABİLİRSİNİZ
Sitemiz En Güzel Crome Tarayıcıda Görünmektedir
             
İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)
2013 yılında yayın hayatına giren sitemizde şu ilkeleri benimsedik:

1. Gâyemiz Allah rızası ve Yüce İslam dinine elimizden geldiğince hizmettir.
2. Hedef kitlemiz öncelikle çocuklar, tüm Müslüman kardeşlerimiz ve diğer insanlardır.
3. Dini oyunlar, ilahiler ve çeşitli etkinliklerle din derslerinin daha eğlenceli ve verimli geçmesi bir diğer hedefimizdir.
4. Sitemizdeki tüm içeriklere herkesin ücretsiz ve üyeliksiz ulaşması amaçlanmıştır.
5. Blogger üzerinden yayın yapan sitemiz asla reklama yer vermemeyi birinci yöntem olarak seçmiştir.
6. Kullandığımız tüm İslami bilgilerin sahih İslam kaynaklarına dayanmasına azami özen gösterilmektedir.
7. Sitede bulunan içeriklerde kullanıcılar tarafından sahih dini bilgilere ve insan haklarına aykırı görülen içerikler hemen silinecektir.
8. En büyük sermayemiz ve tek gelirimiz siz değerli dostların bir hayır duasıdır.
Hadis-i şerifte: "Kim ümmetime dini işlerine dair kırk hadis hıfzediverirse, Allah Teâlâ onu alimler zümresinde haşreder.... Ben de kıyamet gününde ona şahid ve şefaatçi olurum" buyurulmuştur. 1- Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. (Buhârî, İ lm, 12; Müslim, Cihâd, 6.) 2- İslâm, güzel ahlâktır. (Kenzü'l-Ummâl, 3/17, HadisNo: 5225) 3- İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez. (Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16) 4- Nerede olursan ol Allah'a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran. (Tirmizî, Birr, 55) 5- Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir. (Tirmizî, İlm, 14.) 6- Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz. (Mümin, iki defa aynı yanılgıya düşmez) (Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.) 7- Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur. (Taberânî, el-Mu'cemü'l-Evsat, 1/275; Beyhakî,.) 8- İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü “Lâ ilâhe illallah (Allah'tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır. (Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58). 9- Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. (Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.) 10- (Mümin) kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme. (Tirmizî, Birr, 58.) 11- İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür. (Buhârî, Enbiyâ, 54; EbuDâvûd, Edeb, 6. ) 12- (Allah Rasûlü) “Din nasihattır/samimiyettir” buyurdu. “Kime Yâ Rasûlallah?” diye sorduk. O da; “Allah'a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara” diye cevap verdi. (Müslim, İ mân, 95 ) 13- Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir. (Müslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248.) 14- İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz. (Tirmizî , Fedâilü'l-Cihâd, 12.) 15- Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur. (İbn Mâce, Ahkâm, 17; Muvatta', Akdıye, 31.) 16- Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü'min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz. (Buhârî, Îmân, 7; Müslim, Îmân, 71.) 17- Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(n kusurunu) örterse, Allah da Kıyamet günü onu(n kusurunu) örter. (Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.) 18- İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız. (Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu'l-Kıyâme, 56.) 19- İşçiye ücretini, (alnının) teri kurumadan veriniz. (İbn Mâce, Ruhûn, 4 .) 20- Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, mallarınızın zekatını verin, yöneticilerinize itaat edin. (Böylelikle) Rabbinizin cennetine girersiniz. (Tirmizî, Cum'a, 80.) 21- Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır. (Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103, 104.) 22- ( Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır. (Tirmizî, Birr, 36.) 23- Allah sizin ne dış görünüşünüze ne de mallarınıza bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar. (Müslim, Birr, 33; ‹bn Mâce, Zühd, 9; Ahmed b. Hanbel, 2/285, 539.) 24- Allah'ın rızası, anne ve babanın rızasındadır. Allah'ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir. (Tirmizî, Birr, 3.) 25- Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir: Mazlumun duası, misafirin duası ve babanın evladına duası. (İbn Mâce, Dua, 11.) 26- Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez. (Tirmizî, Birr, 33.) 27- Peygamberimiz işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: “ Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte böyle yanyanayız” buyurmuştur. (Buhârî, Talâk, 25, Edeb, 24; Müslim, Zühd, 42.) 28- Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir. (Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66) 29- Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır. (Tirmizî, Radâ', 11; ‹bn Mâce, Nikâh, 50. Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 66.) 30- Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki; ben ( Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim. (Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140, 141) 31- Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah'ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz. (Buhârî, Edeb, 57, 58.) 32- (İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden kaçının. Onlar nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine: Allah'a şirk koşmak, sihir, Allah'ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu. (Buhârî, Vasâyâ, 23, Tıbb, 48; Müslim, Îmân, 144) 33- Allah'a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah'a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun. (Buhârî, Edeb, 31, 85; Müslim, Îmân, 74, 75) 34- Söz taşıyanlar (cezalarını çekmeden yada affedilmedikçe) cennete giremezler. (Müslim, Îmân, 168; Tirmizî, Birr, 79.) 35- Dul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden veya gündüzleri (nafile) oruç tutup, gecelerini (nafile) ibadetle geçiren kimse gibidir. (Buhârî, Nafakât, 1; Müslim, Zühd, 41; Tirmizî, Birr, 44; Nesâî, Zekât, 78) 36- Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir. (Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 30.) 37- İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir. (Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107.) 38- Mü'minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O'nun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur. (Müslim, Zühd, 64; Dârim”, Rikâk, 61.) 39- Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır. (Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10.) 40- Bizi aldatan bizden değildir. (Müslim, Îmân, 164.)

4 Ekim 2022 Salı

Bereket İçin Dürüst Ticaret

 


Zamanımızda pahalılıktan, ekonomik sıkıntılardan şikayet artmıştır. Elbette bunda dünya nüfusunun artması, insanlar arasında aslen israf olan tüketim alışkanlıklarının yaygınlaşmasının da etkisi vardır. Öte yandan da ekonomik sömürü, faiz gibi haram uygulamalar ve haksızlıklar da hakça paylaşımın önünde engeldir. Bu gibi umumi sorunların yanında bir de meselenin ahlaka bakan yönü vardır.

Sorunların daima göze ilk çarpan maddi sebeplerinin yanı sıra manevi sebepleri de vardır. Biz müslümanlar olarak bunların da farkında olmak zorundayız.

Dünyada iktisadi düzenin bozulmasının ve bereketin kalkmasının altında yatan bir sebep de günahların yaygınlaşması ve ticaret ahlakının bozulmasıdır. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem bir toplumda ticaret ahlakının çok önemli olduğuna işaret etmiş ve dürüst tüccarların şu hadis-i şerifiyle müjdelemiştir:

“Sözü ve muamelesi doğru tüccar, kıyamet gününde arşın gölgesi altındadır.” (İbn Mace, Ticarat 1)


Dürüst insana hayatın her alanında ihtiyaç vardır. Bilhassa ticarette dürüstlük en çok ihtiyaç duyulan bir konudur. Çünkü herkes ihtiyaçları için alışveriş yapar.

Dinimizde helal gıda ile beslenmek çok mühimdir. Gıdanın helal ya da haram oluşu insanlarının ruh ve beden sağlığını; kazanç yolunun niteliği de ibadetlerin kabulünü, mutluluğunu, aile hayatı ve diğer insanlarla ilişkilerini büyük ölçüde etkiler.

Gıdanın helal olması sadece yenilip içilen gıda maddelerinin kendilerini değil aynı zamanda onların kazanç yollarının helal olmasıyla mümkündür.

Helal kazancın temeli ise doğruluk ve dürüstlüktür. İmalatta ve satışta hiçbir hile olmadan kazanç elde etmek esastır.

Ticarette kazancın tam helal olmasının şartı alışverişte tarafların tam anlamıyla rızalarının sağlanmış olması, içlerinde en küçük bir huzursuzluğun kalmamasıdır. Kişi aldatıldığını fark ettiği zaman buna razı olmayacağı ve gönlü huzurlu olmayacağı bellidir. Bu sebeple yalana aldatmaya asla tenezzül edilmemelidir.

Biraz düşünülecek olursa doğru konuşan, yalan söylemeye asla tenezzül etmeyen kişi, her hal ve hareketinde de dürüst ve güvenilir olacaktır. Çünkü bir insan yalan söylemekten utanıyorsa işlerinde ve davranışlarında da dürüst olur. İşlerinde dürüst olduğu zaman yalan söylemeye de ihtiyacı olmaz. Tam tersi, işlerinde hilekâr olan kişi, bunu ört bas etmek için kolayca yalana başvurur. Yalanı ortaya çıkınca mazeret uydurmak için tekrar yalan söyler. Nihayet tam bir yalancı, düzenbaz olur. Bu sebeple doğru sözlülük ile işlerinde dürüstlük ve güvenilirlik birbirinden ayrılmaz bir bütündür.

Doğruluk Cennete Götürür

Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem de doğruluğu cennet yolunun anahtarı olarak tarif etmiştir:

“Sıdk insanı birr’e (Allah’ı razı edecek iyiliğe) götürür, birr de cennete götürür. Kişi, doğru söyler ve doğruyu arar da sonunda Allah’ın indinde sıddik (doğru sözlü) diye kaydedilir. Yalan da kişiyi haddi aşmaya götürür. Haddi aşmak da ateşe götürür. Kişi yalan söyler ve yalanı araştırır da sorunda Allah’ın indinde yalancı diye kaydedilir.” (Buhari, Edeb 69; Müslim, Birr 102, 103)

Yine Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem buyuruyor ki:

“Doğru ve güvenilir tüccar, nebiler, sıddıklar ve şehitlerle beraberdir.” (İbni Mace, Ticaret, 1)

Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem, bu hadis-i şerifinde ticaretini doğrulukla yapan tüccara büyük bir müjde veriyor. Ahirette en yüksek mertebede bulunanlar, Allah-u Zülcelâl’in Peygamberleri ile Sıddıklar ve şehitler; yani en yüksek derecelere nail olmuş salih müminlerdir. Onlarla beraber olmak çok büyük bir mükafattır.

İşte, ticaretinde dürüst olup, kimseyi aldatmayan tüccarlar, bu ulvi makama komşu olmak gibi büyük bir şerefle müjdelenmişlerdir.

Tüccar, dünya işleri için aşırı hırsa kapılmaz, helal kazancına şükrederse Allah-u Zülcelâl’in sevgili kulları arasına girmiş olur.

Dürüst Ticaret Nasıl Olur?

1- Elbette evvela ticaret ehli doğru olmalı, malını satarken yalan beyanda bulunmamalıdır. Reklam, pazarlama ve satış esnasında malın özelliklerini doğru olarak bildirmeli, malda bir kusur varsa söylemelidir. Peygamber Efendimiz aleyhissalatu vesselam buğdayın nemli kısmını alta koyup üstüne kurusunu koyarak satış yapan pazarcıyı:

“Bizi aldatan bizden değildir.” (Müslim, Îmân, 164) diyerek ikaz etmiştir.

Satıcı, çürük çarık, bayat, bozuk, hatalı malları, kusursuz olan malların arasına karıştırıp satmamalıdır. Bir malın kusuru varsa onu ayrı koyup, ona göre fiyatlandırarak satmalıdır. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem:

“Satıcı ile müşteri eğer dürüst olup satışla ilgili hususları açıklarlarsa alış-verişleri kendilerine mübarek kılınır. Şayet aldatarak malın veya bedelin ayıbını gizlerlerse, alış-verişin bereketi kaldırılır.”(Tirmizî, Alış-veriş, 26)

2- Ölçü ve tartıda eksiltme yapmamalı, tam tartmalıdır. Cenâb-ı Hak, “Ölçüyü adaletle tutun ve eksik tartmayın. Âhiretteki mizanınızı ziyana düşürmeyin” (Rahman; 9) buyurmuştur. Alışverişte kullanılan tartı aletlerini kontrol edip hata olmamasına dikkat etmelidir.

3- İhtikar yani karaborsacılık yapmamalıdır.  İnsanların kıtlık, afet veya salgın hastalık gibi bir sebeple ihtiyaç duyduğu maddeleri toplayıp hapsederek fiyatını yükseltip fahiş fiyattan satana karaborsacı denir. İnsanların ihtiyacı olan maddeleri fahiş fiyattan satıp da fakirleri zor duruma düşürmek günahtır. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi vesellem:

“Bir kimse, gıda (ve ihtiyaç) maddelerini günün rayiç fiyatı ile satsa sanki onu yoksullara ve ihtiyaç sahiplerine ücretsiz dağıtmış gibi ecir alır.” (İbn Mace, Ruhun 16) buyuruyor.

4- Tüccar, haram ve şüpheli maddeler satmaktan sakınmalıdır. Bilhassa dindar bir tüccar, sattığı şeylerin içinde alkol, hınzırdan elde edilmiş maddeler gibi haramların olmamasına dikkat etmelidir. Çünkü müşteriler satıcıya güvenip, içindeki maddeleri araştırmayabilir.

5- Satışta mümkün mertebe yeminli ifade kullanmamalıdır. Hele hele yalan yere yemin etmekten sakınmalı, bunun için dilini yemine alıştırmamalıdır.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem bir defasında arka arkaya tam üç kez:

“Üç kişi vardır ki, kıyâmet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için acı bir azap vardır.” buyurdular.

Ebû Zer radıyallahu anh:

– Adları batsın, umduklarına ermesinler ve hüsrâna uğrasınlar! Kimlerdir bunlar yâ Rasûlallâh?” diye sordu.

Peygamber Efendimiz sallâllahu aleyhi ve sellem:

“Elbisesini (kibir ve gururundan dolayı kurula kurula) sürüyen, yalan yeminle malını pazarlayan ve verdiğini başa kakan!” buyurdular. (Müslim, Îman, 171)

Bazen tüccarlar malın kusurunu bilmedikleri için yanlışlıkla da yemin edebilirler. Bundan da mümkün olduğu kadar kaçınmalıdır. Peygamberimiz aleyhissalatu vesselam, bu gibi kaçınamadığınız hatalar için sadaka verilmesini tavsiye etmiştir:

“Ey tüccar topluluğu! Hiç kuşkusuz, alış-verişe boş söz ve yalan yere yemin çokça karışır. Bu yüzden, bu eksikliği sadakalarınızla telafi ediniz!” (Ebu Davud, Büyu 1)

6- Ticaret ehli, hırsa kapılıp ibadetlerini aksatmamalıdır. Cenâb-ı Hak,

“Onlar öyle kimselerdir ki, ne bir ticaret, ne de bir alışveriş, Allah’ı anmaktan, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekâtlarını vermekten onları alıkoymaz. Onlar kalplerin ve gözlerin dehşetten dönüvereceği bir günden korkarlar.” (Nûr, 37) buyurmuştur.

Dükkân sahipleri bilhassa Cuma namazına gitmeye dikkat etmelidir. Elemanlarının da Cuma namazına gitmesine izin vermelidir. Ticaret yerlerinde, çalışan ve müşterilerin beş vakit namazlarını kılması için abdest alınacak, namaz kılınacak yerlerin temin edilmesine dikkat etmelidir.

7- Ticaretinde helal kazanmaya riayet ettikten sonra zekâtını zamanında ve doğru şekilde hesaplayarak hak sahiplerine veren bir tüccar, dünyasıyla beraber ahiretini de kazanmış olur.

Bunun yanında eli açık olursa, ihtiyaç sahiplerine ve borçlulara kolaylık gösterirse Allah-u Zülcelâl de kıyamet gününde ona kolaylık gösterir.

Kur’an-ı Kerîm’de:

“Borçlu darda ise eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Bilmiş olsanız borcu bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır” (Bakara, 280) buyrulur.

Sahabeden bir zat Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi veselleme gelerek:

“Ey Allah’ın Rasûlü, seni, borcunu ödemekte zorluk çeken birisine mühlet verene her gün için onun gibi sadaka vardır, derken dinledim; sonra da yine seni, borcunu ödemekte zorluk çeken birisine mühlet veren kişiye her gün için iki kat sadaka verilmiş gibi olur buyurduğunu işittim.”

Hz. Peygamber şu cevabı verdi:

“Borcun vadesi gelmeden önce verdiği her bir mühlet için onun gibi bir sadaka vardır. Borcun vadesi geldiğinde ona mühlet verecek olursa iki katı sadaka vermiş gibi olur.” (Ahmed b. Hanbel, IV, 442-443, V, 300, 308)

Bununla beraber zaruret yokken borcunu zamanında ödememek hak ihlalidir. Zamanımızda borçların ödenmemesi sebebiyle esnaflar mağdur olmakta ve nice küçük müesseseler bu şekilde kapanmak zorunda kalmaktadır. Bu da küçük esnafın yok olmasına sebep olmaktadır.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem; “Zenginin borcunu geciktirmesi zulümdür.” (Buhârî, Havale 1-2; İstikraz, 12; Müslim, Müsâkât, 33) buyurarak, ödeme imkanı varken alacaklıyı oyalayıp geciktirmenin günah olduğunu bildiriyor. Ashabı kiram Peygamber efendimiz aleyhissalatu vesselamın borçlu kişinin, borcu ödeninceye kadar cenaze namazını kılmadığını haber veriyor. Ancak zarureti olanlara anlayış göstermek sadakadır.

8- Ticarette, alışverişten cayan veya malı iade etmek isteyen kişilere mümkün olduğu kadar anlayışlı davranan kişiler de, Allah-u Zülcelâl’in sevgisine ve merhametine nail olur.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem:

“Allah-u Zülcelâl, satarken müsamahalı, satın alırken müsamahalı ve borcunu öderken ve hakkı hak sahiplerine teslim ederken müsamahalı olanı sever,”(Tirmizî, Alış-veriş, 74) buyurmuştur.

Elbette müsamahayı da istismar etmemelidir. Kullanılmış, zamanı geçmiş, satılamayacak hale gelmiş malı geri getirip iade etmek tüccarı sıkıntıya sokar. Kişi kendisi için istemeyeceği bir şeyi mümin kardeşine yapmamalıdır.

Cenâb-ı Hak ticaret ehli Müslümanları, maddî-mânevî ticarette yüksek makamlara erdirdiği kullarından eylesin. Âmin.

Gülistan Araştırma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum Yazma Kuralları !

1- Küfürlü, Sataşmacı, Spam veya Reklam İçeren Yorumlar Yapmamaya

2-Yaptığınız yorumun, yazıyla alakalı olmasına Spam veya Reklam İçeren Yorumlar olmamasına özen gösteriniz.

3- Her zaman nazik bir üslup kullanmaya dikkat ediniz.

4- Cevap yazma süresi değişiklik gösterebilir.

5- Yorumlarınız Yönetici Onayından Geçtikten Sonra Yayınlanacaktır.

6- Anlayışınız için TEŞEKKÜRLER..

Dost Yurdu Radyo