Delikanlıyı Üç Şey Bozar: Kadın, İçki, Kumar

 Akademik Akıl yazarlarından Prof. Dr. Nurettin Turgay‘ın köşe yazısı;

Bir paylaşımda Yılmaz Güney’in şu ifadesini dinledim: “Delikanlıyı Üç Şey Bozar: Kadın, İçki, Kumar.” Facebook’ta paylaştım. Tüm konuşma ve yazılarımda Kur’an-ı Kerim ve sünneti ölçü olarak almaya çalışıyorum. Bu yazıyı da kısaca Kur’an-ı Kerim ve sünnete göre değerlendireceğim.

KADIN

İnsan nesli, kadın ve erkekle devam etmektedir. Biri olmadan diğeri olamaz. Onlar olmayınca, hiçbir şey olamaz ve başka hiçbir şeyin kıymeti olmaz. İkisi beraber bir bütünü oluşturmakta ve insan nesli böyle devam etmektedir. Hayat, kadın ve erkekle devam etmekte; aile, toplum, halklar, milletler onlarla oluşmakta, kültürler onlarla yaşanmakta ve büyük medeniyetler onlarla kurulmaktadır. Ailenin, toplumun, kültür ve medeniyetin temelinde erkek olduğu kadar, kadın da vardır. Bu yüzden kadını, kıymetini ve önemini çok iyi öğrenmek gerekmektedir.

İnsanlık tarihi boyunca özellikle kutsal metinlerde, sağlam felsefi ve ilmi değerlendirmelerde kadının yüce değeri dile getirilmekte ve korunması gereken yüce bir cevher olduğu anlatılmaktadır. Kadının yüce değeri, özellikle Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed’in (sav.) sahih sünnetinde hak ettiği yere sahip bulunmaktadır. Bugün için Müslüman geçinen toplumlarda kadına bu değer verilmiyorsa, suç İslam’dan, Kur’an’dan ve sünnetten değil, suç İslamsız Müslümanlardan kaynaklanmaktadır.

İnsan olabilme bilincine sahip olan onurlu, şahsiyetli, kültürlü, bilgili, görev ve sorumluklarının şuurunda olan bir kadın, kutsal bir değerdir. Bu değer, anadır, eşti, bacıdır, abladır, kızdır ve saire! Bu bilince sahip olan kadın, evindeki mutluluğun kaynağı, çocuklarının sığınağı ve eşinin gözbebeğidir. O, gülen yüzüyle kocasını karşılar, onu rahatlatır, mutlu eder, her türlü stres, yorgunluk ve bitkinlikten arındırır. Kocası, onun gülen gözlerinde cennetin güzelliklerini görür. İkisi beraber, bir elmanın birer yarısı gibi bir bütünlüğü sağlarlar. Onlar, el ele verip çocuklarına kol kanat gerer ve onların mutlu bir aile ortamında yetişen, psikolojileri sağlıklı çocuklar olarak yetiştirirler. Pahası biçilmeyen bir değer olan bir kadın, Müslüman olmadığı halde Kur’an-ı Kerim’de Allah tarafından örnek olarak anlatılan Sebe kraliçesi Belkıs misali, devletleri en güzel bir şekilde idare eder, adaletiyle insanlar arasında toplumsal uzlaşı ve barışı sağlar. Bu bilince sahip olan bir kadın, kokusu ciğerlere çekilen, yaprakları nazlı bir şekilde okşanan ve dudak ucuyla sıcak duygularla öpülen bir güldür. Kültürlü, bilinçli, sabırlı, inançlı, kısacası erdemli ve edepli kadın, tek kelimeyle cennettir.

Kadınlardan da peygamberlerin var olduğunu savunan âlimler, Kur’an-ı Kerim’den bazı ayetleri delil olarak göstermektedirler.

Kur’an-ı Kerimde kadınlar, genel anlamda Allah inancına sahip, kadınlık bilincine vakıf olan ve olmayanlar olmak üzere iki tip halinde örneklerle tanıtılmaktadır. Kur’an-ı Kerimde verilen bilgilere göre peygamber karısı olmalarına rağmen Nuh’un ve Lut’un karıları, kadın olma onurunu kavrayamamışlar ve yanlış seçimlerinin sorumluluğundan kurtulamamışlardır. Peygamber karısı olmaları, onların cehennemle cezalandırılmaktan kurtarmamıştır.

Bu derece değerli olan kadın, fuhuş bataklığına düşünce, nice ailelerin yıkılmasına, nice ocakların sönmesine, nice hayatların yok olmasına ve nice toplumların yıkılışa sebep olmaktadır.

Bu nedenle kötü yoldaki kadın, nice temiz delikanlıları bozmakta, hayatlarının kararmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla inançlı temiz insanların bu tür kadınlardan uzak durmalarının gerektiğini dile getiriyoruz. Pek çok ayet ve hadiste zina ve fuhuştan kaçınma emredilmektedir.

İÇKİ

Kur’an-ı Kerim’de içki ve kumar beraber ağır bir dille tenkit edilmektedir

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالأَنصَابُ وَالأَزْلاَمُ رِجْسٌ مِّنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

“Ey İnananlar! Muhakkak ki içki, kumar, putlar ve fal okları ile gelecek hakkında kehanette bulunmak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.”[1]

Hz. Muhammed (sav.) çeşitli hadislerde içki hakkında açıklamalarda bulunmuştur. Bu hadislerden bazıları şöyledir:

“Sarhoşluk veren her şey hamrdır/içkidir ve sarhoşluk veren her şey haramdır.”[2]

“Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır.”[3]

Sarhoşluk veren her türlü alkol, İslam dini tarafından reddedilerek haram kabul edilmiştir. Çünkü içki/alkol, insanın bedenini tahrip eden ve şuurunu zedeleyen bir afettir. Bireye, aileye ve topluma sayılamayacak kadar zararları vardır.

KUMAR

Yukarıda metin ve mealini verdiğimiz ayette ağır bir dille tenkit edilen kumar, dine, imana, ilme, ahlaka, insanlığa, fazilete, edebe ve emeğe ihanet etmektir. Kumar oynamak, Allah’ın, ailenin, toplumun ve insanlığın hakkına başkaldırıdır, isyandır. Kumar oynamak, insanlık onurunu kaybederek basit ve bayağı bir seviyenin altına düşerek sefil olmaktır. Kumar oynayan insan, ailesinin, çocuklarının, çevresinin ve toplumun nefretini kazanan şahsiyet fukarası ve alçak bir konuma düşmektedir. Bu nedenle kumar, çeşitli ayet ve hadislerde şiddetli bir şekilde tenkit edilmektedir.

SONUÇ

Fuhuş, içki ve kumar, birey, aile ve toplum için son derece zararlı olan birer afettir. Çünkü bunlar, onurlu, şahsiyetli, saygı değer delikanlıları insanlıktan uzaklaştıran korkunç felaketlerdir. Bu gibi şeyler, hiçbir zaman kâmil ve olgun insanlar tarafında kabul görmemektedir. Onun için bu tür şeyler, salim akıl ve vahye dayanan ilahi inançlarda yasaklanmıştır. Özellikle kutsal kabul edilen kadının fuhuşla beraber anılması, çok utanç vericidir.

[1] el-Mâide 5/90.

[2] Buhari, Edeb, 80,Ahkâm, 22, Megâzi, 60; Müslim, Eşribe, 73, 75; Ebû Dâvûd, Eşribe,5; Tirmizi, Eşribe, 1, hadis no: 1861; 2; Nesai, Eşribe, 53; İbn Mâce, Eşribe, 9.

[3] Tirmizi, Eşribe, 3, hadis no: 1865.